En çaresiz dönemimdi. Hayata tutunacak herhangi bir sebebim ya da inancım kalmamıştı. Bir kuş uçsa kafama pislese ya da yürürken ayağıma bir kağıt yapışsa da oradaki yazıları üzerime alınıp hayata yeniden tutunsam… Yeniden ya da en azından kaldığım yerden devam edebileceğim bir fitilim olsa diyordum. O günlerin amaçsız telaşlarıyla yorulmaya çalışırken karşıma çıkan bir köpek fotoğrafıyla tüm aradığım nedenler oluşmuş, hayat yeniden benim için anlamlı olmaya başlamıştı. Nereden bilebilirdim ki bir köpek beni hayatımın en büyük aşkı sandığım adamla, o adamla yaşadığım ilişkininse beni asıl aşkım olan mesleğime götüreceğini… Yıllar sonra ilk kez tüm cesaretimi toplayıp bir işe kalkışmıştım. Sırtımdaki tüm tembelliği ve yükleri kıştan beri vestiyerde bekleyen o kaban gibi kaldırıp attım. O adama ait bende kalan ne varsa nefretim, hırsım, arzularım ve ümidimi harmanladım. Ortaya çıkan hamurla ben yeniden yaratıldım.