Banyoya girdi hızlı adımlarla kadın. Tam musluğu çevirecekti. Aynanın kararmamış bir avuçluk yerinde yüzü battı gözlerine. Burnunun önünde, çizilmiş yanaklarında yol yol donmuş kanları gördü. Gözlerini acıtana kadar açtı. Ne vardı? Bu çoktan feri gitmiş, derisi çözülmüş kapakları üstüne düşmüş gözlerinde? Yaşadıkları sığmış mıydı içlerine?
Sonra topladığı lastikten fırlamış, kimi sağa kimi sola gitmiş, kimisi başının üstünde dikleşmiş akları karasını söndürmüş saçları dikkatini çekti. Umursamadı. Dudaklarının kenarlarından inen iki çizgi derinleşti. Alt dudağını ısırdı.
Ellerini musluğun altına uzattı. Beyaz çukurluğa önce pembe bir su akmaya başladı. Sonra kıpkızıl bir suyla doldu içi. Su şeffaflaşıp kendi rengine dönünceye dek ellerini ovuşturdu kadın.
Yüzünü de yıkadı. Kuruyan kanları tırnaklarıyla kazıdı Parmaklarını çitiledi, hızlı hızlı. Tam musluğu kapatırken aynanın altından duvara sicim gibi kanlar süzülmeye başladı. Kadın, musluktan aldığı suyu duvara çarptı. Sonra yüzüne.
Hızla banyodan çıktı, odaya girdi. Ayağıyla ittirdi yerdeki cam parçalarını. İki ayaklık boşlukta, mıhlanıp kaldı gözleri bir noktada. Duvarın dibinde kendi kanının ortasında yatan adama.
Kanın da sen gibi kapkara Nevzat? Bayram sabahı savurmasaydın o tekmeyi göğsüme harçlık niyetine? Her şeye dayandın da buna mı dayanamadın Fatma? Kovayı taşıran bir damla su! Yirmi yıldır dolmadı da şimdi mi doldu?
Nasıl da sakin yatıyorsun öyle Nevzat! Öfkelendin mi alnında belirirdi iki damar! Yüzün pancara dönerdi!
Ağzına yedi sülalelik küfür az gelirdi! Kırılmadık kemiğim kalmazdı da sen yine yorulmazdın! Neydi garezin, kimeydi? On beşimde sana kaçtım diye mi?
Seni böyle gören melek sanacak Nevzat! Bana da katil diyecekler! Koca katili yazacak gazeteler! Televizyonlar yüzümü buzlayıp verecek!
Merak etme bak sen üste çıktın yine! Her zamanki gibi!
Karakola gittiydim, otuz iki dişim kırılınca. “Kocandır hanım, bir şey yapamayız.” dedilerdi.
Bak yaptım işte! Yirmi senelik küflü makas nerden geçtiyse elime! Kendi hatırımı saymadım yıllarca ama çocuklarınkini saymamazlık edemedim. Etmeyecektin, küçücük kızı üç kuruşa vermeyecektin karı diye!
Gelmeyecektin üstüme bir de!
Az sonra gelir polisler. Haber vermiştir meymenetsiz komşular! Her gün duyarlar da sesimi, yorganlarını çekerler kulaklarına.