Yalnızlığım, efkarım, yürek sızım,
Bu gece yine darmadağınım.
Sessiz olun ,bana dokunmayın
Geldim işte kırık gönüller sofrasındayım.
Sazın telleri titreyecek ince ince,
Yürek sızım kanayacak gizlice.
Türküsünü bağrından okuyanda,
Kadehini boşaltıp dolduranda
Bu gece kırık gönüller sofrasında.
Muhabbetin dibine varamazsın burada,
Neşe yok, kahkaha yok, gözyaşı var burada.
Yürekler ağlar, yürekler susar,
Yüreği yaralılar oturur
Kırık gönüller sofrsında
Birazdan sazın telleri yorgun düşecek
Sonra bir türkü başlayacak
Öyle dilden değil ,yürekten dökülecek.
Ve ben dalıp eski günlere
Seninle Beşiktaş ’ta buluşacağım,
Sen yine sen kokacaksın
Terine karışmış sandalağacı
En sevdiğimiz şarkı çalacak radyoda
Biraz mırıldanıp sana sarılacağım.
Dolunayı izleyeceğiz birlikte
Sonra bir yıldız kayacak
Hemen bir dilek tutacağım.
Kahvaltı hazırlayacağım
Çay ve simit olacak
En sevdiğimiz yumurta pastırmalı olacak.
Özleyen, bekleyen şu ruhum yorgun,
Türküler yorgun, gece yorgun
Yoksun sevdiğim yüreğim yorgun
Kerem’in Aslı’sı gibi alevinle yanıyorum.
Kül olur mu sevdalar?
Her sabah sana doğuyorum.