Kimi beni çok sever kimi benden haz etmez. Yeri gelir hayata bağlayan görünmez bir ip misali olurum. Bazen bileklerine kırmızı bir ip takarlar eşleriyle bağlarını hiç koparmamak için, bazen boyunlarına bir ip geçirirler bir daha nefes almamak için. Güçlü insanlar için başarıya giden ilk adımlardan biriyken güçsüz ve muvaffak sahibi olmayan insanlar içinse hayal kırıklığına uğramaya giden en kestirme yol benden geçer. Kimse seni tanımıyorum ben diyemez az ya da çok, silik veya yoğun var ya da daha görünmez olarak herkesleyim. Beni daha annenizin karnından beri bilirsiniz göbek bağınızla kurulan o geçitte annenizden sizin iyiliğiniz için bile bir parça taşırım. Her an her yaşta sizinle yaşarım. Bazen benden nefret dersiniz, ben sizin düşmanınız değilim ki siz kendinize düşman olursunuz. Bazen ise benden âlâ dost yoktur bana tutunursunuz. Bazen övgüler, bazen sövgüler alırım. Bazı hakaretlerde de çok kabasınızdır. Kabahat bendeymiş gibi davranırsınız. Ama bensiz de yaşayamazsınız. Hani derler ya ne senle ne sensiz. Haksız da sayılmazsınız gün olur başınıza en büyük musibetler bana inanmaktan dolayı gelir. Başınıza bela gelmesinde hata ben de mi diye düşünürüm dersem yalan olur çünkü sorun ben değilim ki evet size de haksızlık edemem vallahi bazen siz de sorun değilsinizdir şartlar, insanlar, olaylar, talihsizlikler derken bu liste uzayıp gider. Amacım sizin içinizi ferah tutmak ya da kendimi temize çıkarmak değil, elbette sadece bazen suçlu ne sizsinizdir ne de benimdir. Ama pek de vefalı değilsinizdir başarısızlığınızda beni topa tutarken muvaffakiyetinizde ben pekte aklınıza gelmem elbette beni övün her başarılı sonucu benden bilin demem ama yine de içinizde başarıya giden o yolda benim de kırıntım bulunur diye hatırlatmak isterim. Siz beni ne iyi bilin ne de kötü ben benim işte ben sadece umudum. Bazen neşelenmek için benden medet umarsınız bazen derdinize derman olmam için kapımı çalarsınız. Ben de çözüm yolu çok seçmek ise size kalır. Geçenlerde küçük bir çocuk bana içinin en derinliklerinden seslendi bisikletim olacak mı diye sordu ben de sadece bilmem istersen olur dedim. Aklında yeni bir ışık yandı istemek dedi. Çok istiyorum dediğinde o zaman bana tutun dedim. Kırmızı bir bisikletim olsun diye umut ediyorum dedi. O minik çocuğun bir kızı oldu ve ona kırmızı bir bisiklet aldı. Kendimi anlatırken zaman kavramının bükülebilir, uzayabilir, dağılabilir ve belirli bir tarihi göstermeye bilirliğinden bahsetmemiştim. Ben umudum ne bir saat gibi tıkırında ilerlerim, ne fiziksel acı gibi bir zaman sonra yok olurum benim nerede ne zaman oluşacağım nasıl oluşacağım ve nasıl kaybolacağım belli olmaz. Bir bakmışsınız aşkına kavuşmak isteyen aşığın kalbinde sonsuza kadar kalmışım, bir bakmışsınız terfi bekleyen çalışanın işten atılmasıyla anında sönmüşüm, bazen istediği şeyin olmayacağını bilen insanların düşüncesinden bir an bile ayrılmamışım, herkese olmaz dese de bedenlerinin her bir hücresinde ben sirayet etmişim. Kırmızı bisiklet yavrucak için bir umuttu ama babası ona hiçbir zaman almadı istemekten vazgeçmedi ta ki kendi evladını yürümeye başlar başlamaz elinde bisikletle karşılayana kadar. O küçük çocuk beni hiç kaybetmedi ve sonunda bisiklet farklı bir seçenekle onun oldu. Bazı insanlar bu küçük çocuk gibi sabırlı değillerdir. Çok önceleri sizin zaman kavramınıza göre milyonlarca yıl öncesinden bir kuş vardı hafif şişmandı diğer arkadaşları gibi gökyüzünde uçmak istiyordu acaba zayıflayabilir miyim diye sordu koşarsan kilo verirsin dedim. Bana tutunup zayıflamak için çaba göstermeye başladı ben de motive etmek için bak zayıflamaya başladın bile hem artık gezinirken çokta nefes nefese kalmıyorsun, yürümekte en az karnın üzeninde kaymak kadar eğlenceli dedim. Bir gün yere çakıldı ondan olmayanlar alay ettiler elimi tut, uçacaksın kanatların var senin o kanatları açıp kullanacaksın dedim. Ayağa kalkmaya çalıştığı anda da kanatlarını açıp bana tutunmaya çalıştı ve heyecanlanıp tökezledi tekrardan düştü o an ben de söndüm. Bedeninde açılmaya bekleyen kanatlarıyla eş zamanlı ruhundaki kanatları da kapandı. Siz belki kimden bahsettiğimi anlamamışsınızdır ben de eski dostumla ara ara yine karşılaşırım bazen yine dener, yapar gibi olur ama asla başaramaz çünkü beni kaybetti penguen dostlarım. Sizin deyimizle yıllar önce bir adamla tanıştım telefonu bulmaya çalışıyordu alay edildi, dalga geçildi, hor görüldü ama beni bırakmadı benle beraber yolu yürümeye devam etti. Penguenleri tanımamanızı anlarım ama bu mucidi söylememe gerek yoktur diye düşünüyorum. Bazen bir sporcunun bedeninde bulunurum, bazen bir bahisçinin kaleminde, bazen durmadan keman çalmaya çalışırım, bazen tekerlekli sandalyede ayağa kalkmaya azim ederim. Başta dediğim gibi herkesin içinde benden bir parça vardır ama herkes beni sahiplenmez. Gün gelir bir savaşı kazanacak olan komutanın içinde gururla dururum, gün olur üniversiteye bir sene durmadan çalışan çocuğun üniversite hayali olurum. Bazıları benden çok korkar hâlbuki ben onların beni istediği müddetçe yanlarında kalırım. Bakmayın keyifle konuştuğuma çok gururum vardır benim istenmediğim yerde durmam. Birde beni küçümseyenleri, benim yanımda duranları küçümseyenleri hiç sevmem. Usta bir grup ne demişti bir zamanlar benim hala umudum var. Siz beni istediğiniz müddetçe ben hep sizinle kalacağım ama istemediğinizde toz bulutu olup gökyüzünde uçarım. Orada bulutlarla hasbihâl eder dostluk kurup aralarına karışırım, yağarlar tüm gezegenin üstüne, bulutlara tutunur yağmurlara karışırım herkese ulaşmak için. Herkes benden umut ederken ben de herkese umut olmayı umut ederim.