Genele baktığımızda, 14 Şubat Sevgililer Günü olarak bilinir ancak okur ve yazarlar üç aşağı beş yukarı bugünün aynı zamanda Dünya Öykü Günü olduğunu bilir.
Öyküyü diğer yazın türlerinden ayıran nedir, diye kısaca irdelersek; avucumuzdaki bir papatya, bir anahtar, bir yüzük gibi pek çok nesnenin bizi hiç beklemediğimiz bir yerlere götürmesidir belki… Ya da pencereden gördüğümüz bir kadının yüzündeki acıyı dillendirmektir belki. Kim bilir belki küçük bir zarfın içinden çıkan kocaman bir hikâyedir… Ya da içimizdeki zehri, edebiyatın matematiğine uydurarak kaleme kusmaktır.
Öykü edebiyatın içinde yazım türlerinden biridir ve asla hikâye değildir. Çünkü her şeyin bir hikâyesi vardır. Tablonun, heykelin, romanın, şiirin de bir hikâyesi vardır. Sonuçta öykünün de bir hikâyesi olduğuna göre öyküye hikâye demek olmaz. Öykü, roman da değildir. Roman özeti hiç değildir. Öyküyü anlatı gibi de algılayamayız. Bu yazım türü kendi cumhuriyeti olan bağımsız bir dil zenginliğinden oluşur. Kısa zaman dilimlerine vur-kaç yöntemiyle girer ve apansız çıkar. Hikâyesi kısacık cümlelerle preslenmiş olmasına rağmen içinde devasa bir dünyayı barındırır ve kesinlikle bir kuralı, bir matematiği vardır.
Öykü okumak tiryakiliktir. Sevgili öykü tiryakileri bugün sevdiklerinize bir demet öykü hediye etmeye ne dersiniz?
Kibele Kültür Sanat Dergisi
Yazı İşleri Müdürü
Hatice Dökmen
14 Şubat 2025/İSTANBUL