Kanser hastalığının farklı dönemlerinde sanat ile destek verilmektedir. Çalışmalar, sanatsal tedavilerin yoğunlaştığı ileri evrelerde de faydalı olabileceğini ortaya koymaktadır. Estetik güzelliğin ve sanatsal aktivitelerin palyatif bakım hastalarının yaşadığı şikayetlere katkısını göstermek üzere sanat terapi uygulamaları araştırılmış ve sonuçlar umut verici bulunmuştur.
Sanat terapisi tıpta oldukça yeni bir alan. Ancak sanat – onu görüntülemenin ya da yaratmanın – uzun zamandır iyileştirici etkileri olduğu biliniyor. Kanserle yaşayan insanlar için bu tedavi birçok yönden yararlı olabilir. Tedavi kaygısının ve geleceğe yönelik korkunun zeminine karşı rahatlatıcı bir kaçış sağlamanın yanı sıra, resim veya çizim, kanser teşhisi ile birlikte gidebilecek sayısız duyguyu anlamanıza yardımcı olabilir.
Kelimelerde ifade etmek çoğu zaman zor olan duygular.
İyileştirmek için resim yapmak ya da çizmek, bir sanat galerisinde sergilenebilecek bir sanat eseri yaratmaktan farklıdır.
Bir sanat terapi seansının odak noktası, yanınızda. Amaç duygularınızı ifade etmenize, duygularınızı anlamaya başlamanıza ve süreçteki stresi azaltmanıza yardımcı olmaktır. Bu anlamda, tavsiye edilen belirli bir teknik yoktur. Amaç ne olursa olsun, her türlü resim sanatı size neşe ve huzur getirir. Sanat terapisi üzerine yapılan çalışmaların çoğunda, manzaralar kanserle yaşayan insanlar için ortak bir temaydı. Ancak soyut çizim veya hatta parmak boyama size hitap eden şey olabilir. Herkes farklıdır.
Kendi başınıza başlamak için evinizde rahat bir yer bulun. Bazı insanlar boya yaparken müzik dinlerken, bazıları ise sessizliği tercih eder. Verdiğim en iyi ipucu “sadece başlamak” idi. Aklınızda bir görüntü veya boyamayı planladığınız hakkında bir fikrin olması gerekmez. Sadece başlayın ve neyin ortaya çıktığını görün. Bu sanat terapisinin etkileyici bir parçası. Aşağıda, ihtiyaç duyacağınız kaynakları bulmanın yanı sıra boyamaya başlamak için fikirler bulabilirsiniz.
Sanat Terapisi Tarihi
Sanat terapisi, bir anlamda, insanlar yeryüzünde var olduğu sürece etrafta olmuştur. Yazılı sözcükten önce bile, sanat, elation ve neşe ile keder ve fiziksel acı arasında değişen duyguları ifade etmek için kullanılmıştır.
1900’lerde bilim adamları sanatın zihinsel ve bedensel hastalığı olan kişilerin tanı ve tedavisinde rol oynayabileceğini ve 1969’da Amerikan Sanat Terapisi Derneği’nin kurulduğunu görmeye başladılar. Bu organizasyon, halkı tıpta sanat terapisi kullanımı hakkında eğitir ve kayıtlı sanat terapistleri için standartlar oluşturulmasından sorumludur.
Sanat nasıl iyileşir?
Sanatın şifayla nasıl yardımcı olabileceği tam olarak bilinmemektedir. Kanser tedavilerinin gerginliğinin ortasında, sessiz ve rahatlama için bir fırsat sunabilir – yalnız yapmak istediğiniz şeyi yapmak için bir zaman. Birçok insan boyamak için zaman ayırmanın tutumlarını değiştirmeye yardımcı olduğunu buluyor.
Cesaretin kırıldığını düşünüyorsanız, tedaviye devam etmek için daha motive olmuş hissedebilirsiniz. Eğer endişeli hissediyorsanız, sakinleştirici ve huzur yaşayabilirsiniz.
Sanat terapisi üzerine çalışan bilim adamları, resmin beyin dalgalarını değiştirdiğini bulmuşlardır. Ayrıca beyindeki hormonları ve nörotransmitterleri de değiştirebilir. Boyama, acı algısını değiştirmek için gösterilmiştir – ki bu da dünyadaki görünümünüzü değiştirebilir.
Sanat terapisi, hayatlarında çok zor koşullarla uğraşan insanlara yardım etmek için bir duygusal destek şeklidir. Burada sanat, özellikle genellikle yapılan görsel sanattır. Kişisel anlamı olan resimler veya nesneler yapmak gibi. Bu, bilinçsizce kendi içindeki duyguları serbest bırakabilen şeydir.
Sanat terapisi, gösteriş yapmak için sanat eserleri yaratmayı amaçlamaz, bu konuda yetenekli veya yetkin olmanıza bile gerek yoktur.
Bu terapi aslında kronik hastalıklardan muzdarip ve zihinsel sağlık sorunları zayıf olan kişiler tarafından kullanılmaktadır. Bu nedenle, bu terapi, ortaya çıkan zihinsel sorunları azaltmak için burada, böylece hastalar ana hastalığı tedavi etmeye odaklanabilir.
Bu terapi sırasında yapılabilecekler resim yapmak, çizmek ve hatta heykel yapmaktır. Hoşunuza giden her türlü görsel sanatlar. Bu terapiye başlamak için, hazır olduğunuza göre yol yeterlidir. İstediğiniz herhangi bir sanatsal faaliyeti kendi başınıza yapmaya başlayabilirsiniz.
Bu sanat terapisinin odak noktası, duygularınızı ifade etmenizi, anlamanızı ve stresi azaltmanızı sağlamaktır.
Bu terapi için önerilen özel bir teknik yoktur. Herhangi bir araç, herhangi bir sanat yapma tarzı neşe ve huzur verebilir.
Öncelikle evinizde veya çevrenizde rahat bir yer bulmanız önemlidir. Bazı insanlar müzik dinlerken bu terapiyi yapmayı severler, bazıları ise sessiz ve sessiz bir yerde yapmayı severler.
Başlamanın en iyi yolu, aklınızda dökülecek görüntünün ayrıntılarını hayal etmek zorunda kalmadan hemen başlamaktır, sadece devam edin. Bu, sanat terapisinin en etkileyici yoludur.
Tek başına yapılmasının yanı sıra, bir terapistle veya aynı amaca sahip bir grup arkadaşla da yapılabilir. Tercih ettiğiniz duruma bağlıdır.
Bir terapist kullanırlarsa, size resim yapmayı veya resim yapmayı öğretmezler. Terapist sizi duyguları keşfetmeye, özgüven geliştirmeye ve kendi iyiliğinizi geliştirmeye yönlendirecektir.
Genellikle bu aktivite minimum 60 dakika sürer. Bu terapi önümüzdeki birkaç hafta veya ay boyunca düzenli olarak yapılabilir.
Çalışmada 28 hasta 63 sanat terapi seansına katılmıştır. Genel olarak, bu oturumlar hastaların genel sıkıntısını % 47 oranında azaltmıştır. Çalışılan tüm semptomlarda (şikayet); ağrı, endişe, hastalık hissi, yorgunluk, üzüntü ve depresyon belirtilerinde önemli bir azalma saptanmış. Teknik farkındalık, estetik kaygı ve keyif alma gibi faktörlerin semptomların azaltılmasını çeşitli derecelerde etkilediği gösterilmiştir.
Sonuçlara göre bulgular, kanserin ileri evrelerinde yani palyatif bakım döneminde sıkıntıları azaltmada sanat terapisinin faydasını ortaya koymaktadır. Araştırmacılar sanatta yer alan yaratıcı sürecin sözel olarak ifade edilmesi zor olan endişelerin ve duyguların ifadesini sağladığını belirtiyor.
Bir başka çalışmada ise ileri evre kanserli bireylere profesyonel bir sanat terapisti tarafından 1 saatlik sanat dersi verilmiştir. Seanstan bir gün önce, hastalar görselleştirmek istedikleri konuyu araştırmışlardır. Sanat terapisi seansları (resim), haftada iki kez palyatif bakım merkezinde gerçekleştirilmiştir. Hastalar yaratıcı ve istedikleri gibi resim yapmış, bu da hastaların duygularını renk ve çizim yoluyla ifade etmelerine ve sanat yapıtı üretmelerine imkan sağlanmıştır.
Bu çalışmada da amaç sanat terapi seanslarının ileri kanserli hastaların yaşadığı semptomlar üzerine olan etkisinin değerlendirilmesiydi ve sanatsal tedavilerin önemli oranda palyatif bakım hastalarını desteklediği görüldü.
Sonuç
Sanat terapisinin, ileri evre kanser hastalarının da yaşadığı şikayetleri azaltılmadaki etkinliği ortaya konmuştur. Bilimsel literatür, semptomların azaltılmasında ve yaşam kalitesinin artırılmasında sanat terapisinin etkinliği üzerine çok sayıda çalışma içermektedir. Bu anlamda hasta ve yakınlarının da faydalanabileceği sanatsal tedavilerin palyatif bakıma entegre edilmesi oldukça faydalı olacaktır.
Kanser Tedavi Sürecinde Sanatsal Tedaviler Yaşamlara Renk Katıyor!
Zaman içinde kanser hastalarının ve yakınlarının içlerinde yaşadıkları duyguların farkındalığı eskiye göre daha fazla önem kazanmaya başladı. Kültürümüzde duygusal yıpranmışlık veya hayal kırıklıkları kişiler tarafından güçsüzlük olarak tanımlanabiliyor. Duyguları bastırma, iletişimden kaçınma, kendini tutma gibi engellemeler özellikle hasta ve yakınlarını hastalıklarının teşhislerini öğrendikleri ilk andan itibaren daha da zor olan kaygı ve korku dolu düşüncelere itiyor. Bazen ise gerçekten ne hissettiklerini, nasıl ifade edeceklerini bilemiyor ve kelimeler o noktada yetersiz kalıyor. Kelimelerin yetersiz kaldığı bu noktada sanat yardıma koşuyor ve tedavi edici yönleriyle güçlü bir ifade biçimi olarak kanser hastalarının yaşamlarına renk katıyor!
Kanser hastalığının duygusal etkileri, bu duyguların bastırılması, iletişim problemleri, psikolojik ihtiyaçlar ve medikal tedaviler sırasındaki stresli süreç sanatsal tedaviler ile daha rahat yönetilip yaşam kalitesini artırmak mümkün oluyor. Duygu; anlık hisler değil, zaman içindeki yaşantılardır. Bedensel değişiklikler ile duygu ve heyecan beraber meydana gelir. Bireylerin heyecan, korku, stres ve kaygı gibi duygulara gösterdiği tepkiler sonucu kalp atışları hızlanır, iskelete bağlı kasların ve kalbin atardamarlarını genişletir, derinin ve sindirim organlarının atardamarlarını daraltarak terlemelere neden olur, kan basıncının değişmesi baş ağrısı gibi ağrılara sebep olur ve bireyin strese gösterdiği tepkide önemli rol oynayan hormonların salgılanmasıyla fizyolojik dengesizlikler ortaya çıkabilir.
Sanatın ve Sanat Terapisinin Yararları
Sanat Terapisi İki Alt Başlıkta incelenir;
Duruma göre ikisi bir arada da kullanılabilir:
- Terapi Gibi Sanat: Tedavinin bir parçası olarak, zihni rahatlatan, kendini ifade etmesine yardımcı sanat aktiviteleridir.
- Sanat Psikoterapisi: Sanat disiplinlerinin yaratıcı ve dışavurumcu üslupla sembolik bir iletişim aracı olarak kullanılmasıdır.
Sanat Psikoterapisi ve Yaratıcılık
Sanat aslında temel bir ihtiyaçtır ve bu yönüyle, iç dünyanın dışa vurumu sayesinde birey kendini daha iyi anlar. Kalıcı görsellikle birtakım semboller yaratan hastaların duygusal anlamda rahatlaması ve anlaşılması yönünde oldukça işe yarayan bir yöntemdir.
Görsel Sanatlar Terapisi
Yaratıcı sürecin görsel sanatlar (resim, heykel, seramik) alanlarıyla desteklenmesi ve sanat terapisti eşliğinde birtakım kurallar ile beraber ilerlenmesine dayanan, sözsüz iletişime yardımcı olan bir yöntemdir.
Müzik Terapi
Müziğin iyileştirici etkisinin keşfedilmesi çok eski dönemlere dayanır. Şamanlar ve Sufiler’den sonra II. Dünya Savaşı’ndan itibaren müzik terapisi sistematik olarak uygulanmaya devam etmiştir. Ses, ritim, melodi ve armoni terapi edici etkileriyle kullanılır.
En sık kullanılan bu üç disiplin ile beraber; dans ve hareket terapisi, şiir terapi, oyun terapisi gibi farkındalık artırıcı, bağımsız olabilme, kendini yeterli ifade edebilme ve özgüveni artırma gibi duygu, düşünce ve hareket alanları ile bağ kurarak ilerlenebilen terapi çeşitleri kanser hastalarında tamamlayıcı tedaviler olarak uygulanmaya ve araştırılmaya devam ediliyor.
Sonuç olarak; dilediğimizi hayal etmek ve onları görsel olarak canlandırmak, istediğimiz gibi renklendirmek, büyütmek, şekil vermek elimizde. Sanat özellikle günümüzde olabildiğince özgürken, ne çizip boyasak yargılanmayacak iken, çocuksu naiflikte yaratmanın ve canlandırmanın tadı bir başka değil mi? Kanser hastalarının da yaşamlarına renk katan, yürekten geçenleri ifade etmeye yardımcı en özgür ve sessiz haykırış biçimidir sanat.