Hiç bitmeyen günlere inanır mısınız?
Çünkü Mert pek inanmıyor, yanı zaman da yaşıyordu.
Her gün aynı zorbalığa maruz kalıp, günlerinin hiç bitmemesi, zaman zaman Mert’in kafasına saçma fikirler koymaya neden oluyordu.
Aile içi sıkıntılar bir yana, okul da;
Fiziksel gördüğü, sözel işittiği söz ve itişmeler, okula olan sevgisini kaybetmesine neden olmuş,
Okula gitmeme arzusunu sürekli kendisinde uyandırmıştı..
Okul çıkışı, sıfatları bir hayli çirkin ve itici olan, sözlerinden de hiç yabancı olmayan bir grup, Mert’in yanına gelmişti.
Mert, avuç içlerini sıkıp, başını yere eğmesi ile, seslerin yükselmesi bir oldu.
Bu ne bir utanç, ne de bir çaresizlikti..
Çevrede bu olaya şahit olan kalabalık:
– Boş ver! Kendisi benim bir şeyim olmuyor.
– Olaya müdahale edersem, benim de başım yanar!
– En iyisi sessiz kalmak, birkaç dakikaya biter.
Düşünceleri ile, toplum (olaya şahit olan gençler) sessiz kalıyordu.
Tam da bu an da, o kalabalığın içinden,
Delikanlı bir yiğit çıkıp, yürek yemiş bir şekilde Kesin ve net bir tavır aldı.
Zorbalar, Kahraman’ın bu sergilediği cesur tavrının altında bir şey olmadı diye düşündü. Müdürün oğlu olabilir, sırtı sağlam olabilir düşüncesi ile, Mert’e kalkan eller yere indi.
Kahraman’ın aldığı istikrarlı tavır ise,
Merhamet, iyi niyet, ve şefkatten geliyordu.
Diğer herkesin aksine Kahraman bu tür olaylarda sessiz kalınmaması gerektiğini, kavga ve benzeri hususlarda ilk müdahaleyi yaptıktan sonra, müdür veya müdür yardımcısına bildirilmesi gerektiğini düşünüyor, aynı zamanda yapıyordu.
Kahraman, durumu müdüre bildirdikten sonra Mert’e o günden sonra kimse zorbalık yapmadı.
Aynı zamanda Kahraman’ın toplum içinde aldığı Kesin ve net tavır, bu olaya şahit olan topluma da örnek olmuştu. Duyanlar Duymayanlara anlatıyor, ezilenlerin yanında birçok kişi artık Kahraman gibi duruyordu.
Mert ise okulunu daha da çok sevmeye başlamış, derslerine odaklanmıştı.
Kahraman’ın cesurca iyiliğe karşı bu ufak dokunuşu, Mert ve Mert gibi birçok kişiye ses getirmişti.
Karne günü geldiğinde okul birincisi olarak Mert kürsüye çağrıldı, madalyası takıldıktan sonra bir Onur olaraktan okul ikincisine madalyası takılmasını Mert’ten istenildi, Mert ise önce mikrofonda: “Kahramanım sensin” dedi.
Ve sonra okul ikincisi olarak Kahraman’ı ödülünü vermek için kürsüye çağırdı.
Derslerine sıkı çalışmak konusunda Mert, gördüğü zulme sessiz kalmama konusunda Kahraman, bütün okula örnek olmuşlardı.