• Destek
  • Üye Ol
  • Yazar Girişi
  • Abone Ol
0 553 423 00 17 kibelekulturs@gmail.com
Kibele Kültür & Sanat Dergisi | Hayatı Doğuran Sanat  |  Hatice DÖKMEN
  • Hakkımızda
  • Kadromuz
  • Dergiler
  • Galeri
  • E-Dergi
  • Yazılar
    • Edebiyat
      • Şiir
      • Roman
      • Öykü
      • Deneme
      • İnceleme
      • Anlatı
      • Araştırma
    • Kitaplar
      • Kitap İncelemeleri
      • Yeni Çıkanlar
    • Tiyatro
    • Sinema
  • Yazarlar
  • İletişim
  • Üye Ol
No Result
View All Result
  • Hakkımızda
  • Kadromuz
  • Dergiler
  • Galeri
  • E-Dergi
  • Yazılar
    • Edebiyat
      • Şiir
      • Roman
      • Öykü
      • Deneme
      • İnceleme
      • Anlatı
      • Araştırma
    • Kitaplar
      • Kitap İncelemeleri
      • Yeni Çıkanlar
    • Tiyatro
    • Sinema
  • Yazarlar
  • İletişim
  • Üye Ol
No Result
View All Result
Kibele Kültür & Sanat Dergisi | Hayatı Doğuran Sanat  |  Hatice DÖKMEN
No Result
View All Result
Home Genel

Kafka’nın Davası 100 Yaşında / Kazım Aldoğan

Kazım Aldoğan by Kazım Aldoğan
13 Mayıs 2025
in Genel
0
Kafka’nın Davası 100 Yaşında / Kazım Aldoğan
0
SHARES
23
VIEWS
Share on FacebookShare on Twitter

20.yüzyılın iki büyük felaketin gölgesinde yazılan Kafka’nın Dava romanının yazılmasının üzerinden tam yüz yıl geçti. Kafka dünya edebiyatının belki de en çok tartışılan bir yazarıdır. O, Edebiyat ve felsefe disiplinin paylaşamadığı bir dehadır. Kafka hakkında o kadar çok eleştiri ve analizler yapılmıştır ki aklıma gelenler şunlar
mesela;Sartre,Batallie,Albert Camus,Elias Canetti,Andre Gide,Deleuze…

Kafka Dava’yı dünyanın en kaotik bir zamanda ve coğrafyasında yazdı. Birinci Dünya savaşı patlak verdikten yaklaşık 5-6 ay sonra taslağını hazırlamaya başladı. Savaş ortamının verdiği sıkıntılar nedeniyle 1915 yılının başlarında metni yarım bırakmak zorunda kaldı. Hatta taslağı diğer birkaç eserle birlikte sadık dostu Max Brod’a yakılması için vermişti. Brod ,Kafka’nın bu can sıkıcı talimatına uymadı ve 26 Nisan 1926 yılında Dava romanını bastı.Hemen ardında Şato romanı da Amerika’da basıldı.İtalya ve Almanya faşist rejimlerinin o ölümcül savaşının yayılma yıllarında Brod’un sayesinde dünya edebiyatı bir deha kazanmıştır.

Edebiyat, sanat ya da şiir genel olarak normal insanların işi değil diye kilişe bir söz vardır ya,işte Kafka da tam bu tarife uyan bir kişi.Kurmacada sınır tanımayan,aklın sınırlarını zorlayan,her yazdığında edebiyata yeni bir sis bombası atan bir Kafka’dan söz ediyorum.Biz de o sisli havada ‘’bir Kafka hakikatı’’ bulmaya çalışıyoruz.Mallarme edebiyat için boşuna ‘’delice bir yazma oyunu’’ dememiştir. Kafka’nın günlükleri bana göre romanları kadar önemlidir. Zira günlükleri, o’nun bir bakıma edebiyatını anlama kılavuzudur denilebilir. Walter Benjamin, Kafka’nın ölümünü 10.yılında yazdığı bir denemede dostu Brod’la yaptığı bir söyleyişi aktarır; ‘’Kafka’yla yaptığım bir konuşmayı hatırlıyorum. Çıkış noktamız bugünkü Avrupa ve insanlığın çöküşüydü. Bizler; demişti Kafka, Tanrı’nın zihnine üşüşen nihilist düşünceler, intihar fikirleriyiz. Bu bana önce gnostik dünya görüşünü hatırlattı. Kötü bir demiurgos olarak Tanrı, dünya ise onun düşüşü. Hayır dedi Kafka, bizim dünyamız Tanrı’nın kötü bir ruh haline, kötü bir gününe yaslanmış. Öyleyse bu bildiğimiz dünya dışında umut olabilir mi? diye sordum. Gülümsedi:,
Elbette yeterince var, hatta sonsuz umut var ama bizim için yok’’ ‘’Josef K. iftiraya uğramış olmalıydı. Çünkü kötü bir şey yapmadığı halde bir sabah tutuklandı. Bu cümlelerle başlar dava. Josef K. Bir sabah kahvaltısını yapmak üzere odasında beklerken aniden içeri dalan tuhaf giyimli iki resmi görevli, tarafından kendisine tutuklandığını söylenir. Josef K. o sabah güne başlarken o günü de normal bir gün gibi olacağını umuyordu, ama bir süre sonra anladı ki durum başka. Yaşamı artık Josef K’dan alınıyordu.İdama kadar olan süreçte kahramanımız Josef K. yargılama sürecinde hiç bir zaman neyle yargılandığı bilemeyecekti.Romanın girişinde verdiğimiz alıntı bugün bile
yaşadığımız bir gerçek.Josef K.’nın yerine kendi adınızı yazarsanız eğer,ne demek istediğim daha kolay anlaşılır. Kafka’nın bütün eserlerindeki kurgu ve ilginç metinlerinin içeriğinin günümüz gerçekliğinin bir iz düşümü olması O’nu evrensel bir deha yapmasını sağlar.

Macaristan Hükümeti’nin Kültür Bakanı olan Georg Lukacs’ın 1956 yılında ülkesine müdahale eden Sovyetler Birliği yetkileri tarafından apar topar tutuklandığında, yanındakilere Almanca Kafka gerçekten realistmiş dediğinin
cevabını evet olarak verdiğini hatırlatalım. Bu bağlamda, Kafka’nın yüzyıl önceden günümüz totaliter rejimlerinin hukuku işletme biçimlerini, sistem-birey ve toplum ilişkilerini, bireyin yabancılaşmasını, kişilik, yalnızlık ve varoluş
kaygıları içinde çırpınışını, gerçekçi analiz ve isabetli öngörülerle romanlarına konu etmesinin ve bütün bunları tuhaf ve karmaşık alegorilerle gerçekleştirme biçimini neden bu kadar iyi ile karşılandığını anlayabiliriz.(İlhan A.Birikim Dergisi.2020)

Kafka’nın Dava romanı ‘’edebiyatta hukuk’’ disiplinini çok kapsamlı olarak aktaran bir metindir. Kafka zaten bir çok eserinde hukuk kavramına başvurur. Kafka’nın hukukla yoğun bir şekilde hukukla angaje olması elbette içinde yaşadığı o kaotik çağdaki haksızlıklarla ilgiliydi. Kafka romanı aynı zamanda aydınlanmanın insan türünün başına getirdiği barbarlığın da bir anlamda sorgulanmasıdır. Bu konuda Horkheimer ve Adorno’nun birlikte yazdıkları Aydınlanmanın Diyalektiği’nde bir alıntı yapacağım: ‘’Nasıl oluyor da insanlık gerçekten insani bir duruma girmek yerine yeni bir çeşit barbarlığın içine batıyor? Aydınlanma nasıl oluyor da kendi kendini yok ediyor? Eğer toplumdaki özgürlük, aydınlanma fikrinin ayrılmaz bir parçası ise, nasıl oluyor da özgürlükler daha da giriliyor? Daha da özgürleştirilmesi gereken akıl, daha totaliter bir düzen yaratıyor. Kitleleri manipüle ediyor ve kitleleri
gönüllüce kölelere çeviriyor. Aydınlanma, yaşamış medeniyet gerçekte bir barbarlığa dönüşüyor’’ (Aydınlanmanın Diyalektiği Kabalcı Y.) Horkheimer ve Adorno’nun Aydınlanmanın Diyalektiği dediği bu durum aynı zamanda aklın içine düştüğü trajedidir. Aklın bir araca indirgenmesi Aydınlanmanın en belirgin sonucudur.19.ve 20. yüzyıllar, aynı zamanda insanın aklıyla kendini imha etmeye çalıştığı zamanlardı. Yüzyıl önce basılan Dava romanını bu anlamda yeniden okumak ve içinde bulunduğumuz zamanı anlamada önemli olduğunu düşünüyorum.

Yazıyı nasıl buldunuz?

Oy için yıldıza tıkla!

Ortalama Oy / 5. Oy Sayısı

Oyu yok

We are sorry that this post was not useful for you!

Let us improve this post!

Tell us how we can improve this post?

Paylaşarak destek olabilirsiniz!
Previous Post

İnsanın Kaç Kez Abisi Ölür? / Fatma Rana Arıbaş

Next Post

Semra Güney Eren: Doğanın Devrimciliğinden İlham Alan Yazar / Elif Ünal

Kazım Aldoğan

Kazım Aldoğan

Kazım Aldoğan Kimdir? 1964 yılında Kahramanmaraş’a bağlı Pazarcık İlçesinde doğdu.1988 yılında Çukurova Üniversitesi’nden mezun oldu.15 yıl özel sektörde yöneticilik yaptı.2006-2018 yılları arasında Mersin’de kitap ve yayıncılık alanında yöneticilik yaptıktan sonra emekli oldu.Şu anda SonsesTV.com’da yazılar yazmaktadır.Sözyüzü,Mersin Edebiyat ve Sanat Dergisi ve Lacivert dergilerinde kitap eleştirisi üzerine yazıları yayınlandı.NİLTV’de Baha Akıner ve Hüseyin Sungur ile birlikte EDEBİYAT SOHBETLERİ adlı programda edebiyat üzerine yorumlar yapmaktadır. Yakın bir tarihte ,Kitap ve Kültürel Eleştiri yazılarından oluşan bir incelemesi çıkacak.

Next Post
Semra Güney Eren: Doğanın Devrimciliğinden İlham Alan Yazar / Elif Ünal

Semra Güney Eren: Doğanın Devrimciliğinden İlham Alan Yazar / Elif Ünal

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

No Result
View All Result

Hakkımızda

Kibele Kültür Sanat Logo

Kibele Kültür Sanat

Merhaba sevgili okur.

Mitolojide Tanrıların anası olarak bilinen Tanrıça Kibele’nin anaç, üretken, hayatın devamını sağlayan özelliklerinin uğruna inandık. Ve onun adını kullanıp Kibele Sanat olarak edebiyatta biz de varız dedik. Edindiğimiz misyonla amacımız; bizden önceki kalem ustalarımızın bayrağını, gelecek kuşaklara ulaştırmak. Çünkü edebiyat dünya tarihini içinde barındıran devasa bir ansiklopedidir… Devamını Oku

Arşivler

  • Mayıs 2025
  • Nisan 2025
  • Mart 2025
  • Şubat 2025
  • Ocak 2025
  • Aralık 2024
  • Kasım 2024
  • Ekim 2024
  • Eylül 2024
  • Ağustos 2024
  • Temmuz 2024
  • Haziran 2024
  • Mayıs 2024
  • Nisan 2024
  • Mart 2024
  • Şubat 2024
  • Ocak 2024
  • Aralık 2023
  • Kasım 2023
  • Ekim 2023
  • Eylül 2023
  • Ağustos 2023
  • Temmuz 2023

Kibele Kültür Sanat Logo

Kategoriler

  • Anlatı
  • Araştırma
  • Deneme
  • Genel
  • Hakkımızda
  • İnceleme
  • Kitap İncelemeleri
  • Masal
  • Öykü
  • Roman
  • Şiir
  • Sinema
  • Sizden Gelenler
  • Söyleşi
  • Tiyatro
  • Yeni Çıkanlar

Son Yazılar

  • Semra Güney Eren: Doğanın Devrimciliğinden İlham Alan Yazar / Elif Ünal
  • Kafka’nın Davası 100 Yaşında / Kazım Aldoğan
  • İnsanın Kaç Kez Abisi Ölür? / Fatma Rana Arıbaş
  • Yine De Seni Unuturum / İsmail Aykut
  • Bu Sonbahar / İsmail Aykut

Copyright © 2024 Kibele Kültür Sanat. Tüm Hakları Saklıdır.

No Result
View All Result
  • Hakkımızda
  • Kadromuz
  • Dergiler
  • Galeri
  • E-Dergi
  • Yazılar
    • Edebiyat
      • Şiir
      • Roman
      • Öykü
      • Deneme
      • İnceleme
      • Anlatı
      • Araştırma
    • Kitaplar
      • Kitap İncelemeleri
      • Yeni Çıkanlar
    • Tiyatro
    • Sinema
  • Yazarlar
  • İletişim
  • Üye Ol

Copyright © 2024 Kibele Kültür Sanat. Tüm Hakları Saklıdır.