Nereden esti? Hangi diyarlardan estik de buralara kadar geldik? Ardımıza hiç baktık mı?
Gözlerimiz ufka odaklanmışken canımızı mı ardımıza bıraktık, canımızı dişimize takıp yokuşun sonuna varmaya mı baktık?
Durup, dönüp ardımıza baktık mı?
Hangi yollardan geçmişiz, kimlerle karşılaşmışız, kimlere yol ayrımına kadar eşlik etmişiz?
Birilerine yol göstermiş, ikram etmiş miyiz?
Bir çocuğun başını okşamış mıyız?
Belki, içimizdeki çocuğun…
Öpüp koklamış mıyız çiçekleri, yoksa yağma mı etmişiz bahçeleri?
Yolun sonunu merak etmekten önünü göremezsen, devam edemezsin, edemezsin ama o meraktır, o heyecandır içten içe sana güç veren.
Kaf dağı birdir mi derler, yoksa herkes ayrı bir kafın yolunu mu tarif eder bilemem.
Ama semalardaki ankalardır bana gülümseyen, kanatlarından hibe eden.
Şimdi sor kendine, hangi kafın, hangi yokuşundasın?