Bir kediydin sen
Umarsız
Kaçırılmış yaşamın sahne ardında
Fırtınalar mıydı deltalarında uçurum olan
Yoksa ırmakların mıydı siyah afyon kokusunda gürül gürül akan
Ağırlığın neydi ?
Çözemedim
Dokunsaydın ansızın
Yine habersiz ardımdan omzuma
Vursaydın sineme ışıltınla yemyeşil
Ne özgürlüğümü hatırlardım
Ne de yitip giden zamanı sensiz
Sonra Pray’da bir sabah kahvaltısı
Kahvenden önce sıkma portakal ve lazanya
Severken aynı zamanda sevilmek
Hiç yorulmazdın
Tutar ellerimden koşar adım çiçek pasajı
O kalabalıkta o rayların arasında
Nostaljik tramvaya takılıp
Bir kediydin sen
Sezgisel
Ne çok öğrettin
Yüzlerce hikaye
Ve binlerce kitaba rağmen
Şimdi sonsuz yaşamı serüvenleri değil
Seni arıyorum
Gel …