Ve güz geliyor
Orta dünyada katledilirken insanlar
Din adına
Umut verdirdim onlara cennet
Kimileri kutsal kıldı kimileri yasakladı kitapları
Şimdi duvara asıldı
Yönetmek adına bana dokunmayan yılanlar bin yıl yaşadı
Kaos
Güç savaşları
Ve vebayı
Yenilediler coronoyla
Ölüm tarlalarına ekildi insanlar
Pek memnun kaldı silahların elçileri
Doymadılar doyamazlardı hiçbir zaman
Doğmak ne zordur
Bilir misiniz?
Sevdiğini düşünmek
Düşlemek
Sevmek kaç gigabayt ediyor
Ya ayrılığın hüznü
Kaç güz ediyor
Her gün
Gözünün önünde yirmi beş bin kişi açlıktan ölürken
Aydınlatmak kolay mıdır?
Görünmez düşman iş başındaydı
Para
Oysa en kolayı idi okumak,
Düşünmek bedava
Elçilerin elçilerinin elçilerini dinlemek
İşte cennet cehennem
İşte dünya
Paran varsa cennet
Yaşamak hayalleri
Güz yapraklarının üzerine
Sinerken kokumuz
Masal diyarlarını satıyorlardı bedavaya
Gökadamıza bakıyorum gece yıldızlara, görmüyorum yanındaki gökadaları
Okyanusta bir kum tanesi seçiyorum
Kum tanesinin içinde koca bir dünya kuruyorum milyonlarca canlı görüyorum
İki trilyon galaksi
Kaç asgari ücret ediyor
Kaç kuruş cennet
Ya insan?
Ya sen çocukluğum gençliğim
Hayallerim düşlerim
Dünyanın bir gezegen kalbimin dünya ettiğini görüyorum,
Kaç çiçek yaşadım papatya fallarında kaç gözyaşı serptim çiğ damlarına
Kaç giga bayt ediyormuş yüreğim şaşıyorum bir kilo bayt aklımla
Bir ağustos böceğiyim aşka susamış
Bir aylık ömrümde neşeyle
Saz çalıyorum şarkılarım aşka doğru yaşıyorum neşeyle
Sonra eylül gelirdi
Arnavut kaldırımlı
Arka sokağımıza
Sonra sen
Saltanatlar modern köleleri olduk
Farkında mısınız tehlikeli masalların sonunun
Ya bir biz isek ruhların af etmediği gerçeklik
Biraz düşlem işte
-İmleç…


