• Destek
  • Üye Ol
  • Yazar Girişi
  • Abone Ol
0 553 423 00 17 kibelekulturs@gmail.com
Kibele Kültür Sanat Dergisi | Hayatı Doğuran Sanat  |  Hatice DÖKMEN
  • Hakkımızda
  • Künye
  • Dergiler
  • Galeri
  • E-Dergi
  • Yazılar
    • Edebiyat
      • Şiir
      • Roman
      • Öykü
      • Deneme
      • İnceleme
      • Anlatı
      • Araştırma
    • Kitaplar
      • Kitap İncelemeleri
      • Yeni Çıkanlar
    • Tiyatro
    • Sinema
  • Yazarlar
  • İletişim
  • Üye Ol
No Result
View All Result
  • Hakkımızda
  • Künye
  • Dergiler
  • Galeri
  • E-Dergi
  • Yazılar
    • Edebiyat
      • Şiir
      • Roman
      • Öykü
      • Deneme
      • İnceleme
      • Anlatı
      • Araştırma
    • Kitaplar
      • Kitap İncelemeleri
      • Yeni Çıkanlar
    • Tiyatro
    • Sinema
  • Yazarlar
  • İletişim
  • Üye Ol
No Result
View All Result
Kibele Kültür Sanat Dergisi | Hayatı Doğuran Sanat  |  Hatice DÖKMEN
No Result
View All Result
Home Deneme

İç Savaş / Meltem Altunkaynak

saskin entelektuel by saskin entelektuel
21 Ekim 2025
in Deneme
0
İç Savaş / Meltem Altunkaynak
0
SHARES
70
VIEWS
Share on FacebookShare on Twitter

Saat 17.01
Telefonum titredi. Gelen mesajı ilk anda anlamadım, sonra her kelimesi beynimde bir yankıya dönüştü:

“Canım, sen zahmet etme diye haber vermek istemedik ama yakındayız. Altıya doğru sana gelsek sorun olmaz değil mi?”

Bir cümle, bir saat ve bir yıkım.

Göğsümde garip bir sıkışma oldu. Sanki tüm oksijen, o andan itibaren bu evden çekildi. Ayakta kalmaya çalıştım. Tüm ev, bir suç mahalline dönüşmüştü ve ben katildim.

Sadece altmış dakika.

Ve ben, henüz sabah çıkardığım çorabın eşini bulamıyordum.

Önce kaçmayı düşündüm. Telefonu alıp yalanlar uydurmalıydım:
“Elektrikler kesildi. Bugün çok kötüyüm. Bir kedim bile yok.”
Ama ne yazık ki vicdanımın elektriği kesilmemişti.

Üstelik misafir, Ayşe’ydi: Evinde taze kurabiye ve kek kokuları eksik olmayan, koltukların üstünde tek bir kırışığı olmayan örtülerle yaşayan, tek seferde onlarca misafir ağırlayabilen, banyonun sabunluğuna bile binlerce lira verebilen o kadın.

Ben mi?
Ben çamaşır suyu lekeli tişörtümle, mutfağın bir köşesinde yığılmış tabaklarla göz göze gelmekten korkuyordum. Evin her yerinde kurumasını beklediğim çamaşırlar. Halının bir ucundan dışarı taşmış bir çorap. Karıncalar, muhtemelen halının altında bir şehir kurmuş.

17.07
Süpürgeyi açtım. Karıncalar bu hareketi bir tehdit olarak algıladı. Üç saniye içinde süpürgeyle bütünleştim. Vatan kurtarırcasına canhıraş bir halde süpürüyordum. Ayağıma batan nesneleri gördükçe kendime acımaya başladım.

17.15
Dondurucudan düşen donmuş pizza koluma çarptı. Sol bileğim uyuştu ama yine de pes etmedim. “Bu bir bedel,” dedim içimden, “temiz bir vicdan, temiz bir evle başlar.”

Geçen gün aldığım ve bitiremediğim için dondurucuya koyduğum kek için de şükrettim. Onun yanında poğaça da buldum ya benden mutlusu yok.

17.22
Banyoda sabunluk ayağıma düştü Ve tam da o anda kirli sepeti bana göz kırptı. Aynanın kirinden kendimi zor gördüm. Yarı topal, terli ve kararlıydım.
İşte bu, bir kahramanın dönüşümüydü. Ya da bir ev sahibinin çöküşü.

Salonun ortasında durdum. Yorgundum. Ama hâlâ işim vardı. Yatağın üzerine çamaşır yığını fırlatıldı. Hızlıca toz alındı.

Ama o an fark ettim: Ben evimi düzeltmeye çalışmıyordum. Ben kendimi düzeltmeye çalışıyordum. Ayşe değil, içimdeki o düzen arzusu geliyordu kapıma. Ve ona “hazırım” demek istiyordum. En azından yalan söyleyebilecek kadar hazır.

17.40
Mutfakta poğaçaları ve pizzaları tabaklara koydum. Yanına da kekleri. Keklerin üzerini de krema ve şekerlemelerle süsledim. İşte dünyanın en hızlı pastası! Ünlü bir şef edasıyla gururla baktım tabaklarıma. Ne şef ama!

Aynada kendime baktım.
Yorgun ama gururlu bir insan gördüm.
Birkaç kırıntı, birkaç çizik… ama hâlâ ayakta.

Saat tam 18.00.
Zil çaldı.

İçimde küçük bir deprem.
Ama kapıya doğru yürüdüm, alnımdaki teri sildim, derin bir nefes aldım. Gülümsedim ve kapıyı açtım. Ayşe ve eşi, gülümseyerek karşımda duruyordu.
Çok şey söyleyebilirdim. Ama en sakin, en yalancı, en insanca cümle döküldü dudaklarımdan:

“Hoş geldiniz, ne iyi ettiniz de geldiniz.”

O anda koşturmaktan gözümden kaçmış, halının altından fırlayan çorap, aslında her şeyi özetliyordu. İçimde bastıramadığım bir kahkaha kıpırdadı.
Ve düşündüm:

Belki de her şey bu kadar düzenli olmak zorunda değildi. Belki de bazı misafirlikler, dağınıklıkla güzeldi. Evler temizlenir, misafirler gelir geçer. Ama insanın içindeki o telaş, o “yetişememe korkusu”. İşte o, asıl misafirdir. Ve çoğu zaman, hiç gitmez.

Yazıyı nasıl buldunuz?

Oy için yıldıza tıkla!

Ortalama Oy / 5. Oy Sayısı

Oyu yok

We are sorry that this post was not useful for you!

Let us improve this post!

Tell us how we can improve this post?

Paylaşarak destek olabilirsiniz!
Previous Post

Bir Saatlik Panik / Azra Can

Next Post

Tevessüm-i Şehîd (تَبَسُّمِ شَهِيد) / Saliş Atahan

saskin entelektuel

saskin entelektuel

1988'de dünyaya geldim. Eğitimime farklı şehirlerde devam ettim ve bu durumun bana çok şey kattığına inanıyorum. İngilizce öğretmeni olarak çalışıyorum. Evli ve bir çocuk annesiyim.

Next Post
Tevessüm-i Şehîd (تَبَسُّمِ شَهِيد) / Saliş Atahan

Tevessüm-i Şehîd (تَبَسُّمِ شَهِيد) / Saliş Atahan

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

No Result
View All Result

Hakkımızda

Kibele Kültür Sanat Logo

Kibele Kültür Sanat

Merhaba sevgili okur.

Mitolojide Tanrıların anası olarak bilinen Tanrıça Kibele’nin anaç, üretken, hayatın devamını sağlayan özelliklerinin uğruna inandık. Ve onun adını kullanıp Kibele Sanat olarak edebiyatta biz de varız dedik. Edindiğimiz misyonla amacımız; bizden önceki kalem ustalarımızın bayrağını, gelecek kuşaklara ulaştırmak. Çünkü edebiyat dünya tarihini içinde barındıran devasa bir ansiklopedidir… Devamını Oku

Arşivler

  • Ekim 2025
  • Eylül 2025
  • Ağustos 2025
  • Temmuz 2025
  • Haziran 2025
  • Mayıs 2025
  • Nisan 2025
  • Mart 2025
  • Şubat 2025
  • Ocak 2025
  • Aralık 2024
  • Kasım 2024
  • Ekim 2024
  • Eylül 2024
  • Ağustos 2024
  • Temmuz 2024
  • Haziran 2024
  • Mayıs 2024
  • Nisan 2024
  • Mart 2024
  • Şubat 2024
  • Aralık 2023
  • Eylül 2023
  • Ağustos 2023
  • Temmuz 2023

Kibele Kültür Sanat Logo

Kategoriler

  • Anlatı
  • Araştırma
  • Deneme
  • Genel
  • Hakkımızda
  • İnceleme
  • Kitap İncelemeleri
  • Masal
  • Öykü
  • Roman
  • Röportaj
  • Şiir
  • Sinema
  • Sizden Gelenler
  • Söyleşi
  • Tiyatro
  • Yeni Çıkanlar

Son Yazılar

  • İNSAN İÇİNDE İNSAN / Duygu YILMAZ
  • Selam Olsun / Oğuzhan Külte
  • Gitmekten Başka Çare Yok / Hakan Tuna
  • Girit Prensesi / Tufan Tozkoparan
  • Yarım Asırlık Bekleyiş / Gizem Yıldırım Koçak

Copyright 2023 - 2025 Haziran K İ B E L E Kültür Sanat Dergisi Limited Şirketi All Right Reserved. Developer by Fedora Bilişim Teknolojileri İnternet Danışmanlık Hizmetleri Basım Yayın Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi. Bu sitede yayınlanan ses, görüntü, yazı içeren bilgi ve belge, hiçbir şekilde kullanılamaz, izinsiz kopyalanamaz. Tüm hakları K İ B E L E Kültür Sanat Dergisi Limited Şirketi'ne aittir.

KİBELE Abone
No Result
View All Result
  • Hakkımızda
  • Künye
  • Dergiler
  • Galeri
  • E-Dergi
  • Yazılar
    • Edebiyat
      • Şiir
      • Roman
      • Öykü
      • Deneme
      • İnceleme
      • Anlatı
      • Araştırma
    • Kitaplar
      • Kitap İncelemeleri
      • Yeni Çıkanlar
    • Tiyatro
    • Sinema
  • Yazarlar
  • İletişim
  • Üye Ol

Copyright 2023 - 2025 Haziran K İ B E L E Kültür Sanat Dergisi Limited Şirketi All Right Reserved. Developer by Fedora Bilişim Teknolojileri İnternet Danışmanlık Hizmetleri Basım Yayın Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi. Bu sitede yayınlanan ses, görüntü, yazı içeren bilgi ve belge, hiçbir şekilde kullanılamaz, izinsiz kopyalanamaz. Tüm hakları K İ B E L E Kültür Sanat Dergisi Limited Şirketi'ne aittir.