Uzanıyor gece önümde, sessiz, kıpırtısız.
Çünkü martı seslerini duymuyorum.
Vapur düdüklerini,
Dalgaların haşin çırpınışlarını,
Gelen geçen insan konuşmalarını,
Seslere kapattım kulaklarımı.
Gerçeklere kapattım gözlerimi.
Duymak istemiyorum.
Görmek istemiyorum.
Bilmek istemiyorum.
Duymasam da dalgalar,
Beni içine çekmek ister gibi davetkâr.
İki adım daha atsa bu bacaklar,
Sanki sonsuzluğa uçacaklar.
İnsanlar, zehirli, sıradan mahluklar.
Sanki gözlerimi açsam,
Beni zehirlerine bulayacaklar.
Yalnız senin sesin kulaklarımda.
Yüzün gözlerimde.
Kokun burnumda.
İçim sulu sepken.
Yürekte fırtına beklenmekte.
Bunlar hep sen yoksun diye.
İçimde kocaman bir ağlamak büyütüyorum.
Bir taş oturuyor göğsümün ortasına,
Sesim kesiliyor konuşamıyorum.
Aklım yorgun, düşünemiyorum.
Bağırabilsem sokaklara, kuşlara, ağaçlara,
Bağırabilsem yıldızlara, aya,
Bağırabilsem insanlara,
Belki o zaman rahat uykularda uğrayacak karanlıklarıma.
İçimde kocaman bir ağlamak büyütüyorum.
Dudaklarım kilitli, dilimde bin mühür,
Kadehlerde çare yok.
Gece yine uykusuz bir tekerrür.
Hayat ışığımı kaybettim,
Umutlarımla beraber hükümsüzdür.
Damla Adam
Aralık 2024