Yaklaşık 80 yıllık ömrüme üç kitap, onlarca köşe yazısı, yüzlerce şiir, anlatı, öykü ve roman denemesi, hatta senaryo denemesi sığdı. Ne garip ki; bunca yazının içinde en can alıcı, en dokunaklı, en çok ben olanı yok! onu yazmadım daha!
Bir yerlerde varlığını sezdiğim, düşünce, hayal ve duygu yumağı öylece duruyor.
Yetmiş yıl yazan kalem ve klavye yorgun, parmaklarım direnişte olduğu halde; gecenin bir yarısında beni dürten ,uyandıran, yazmaya zorlayan ne?
Sazım yok ki; çalsın söylesin.
Fırçam yok ki; tuvallere döksün renklerimi.
Baca değilim ki; tüteyim duman ,duman!
Kadeh değilim ki dolayım, boşalayım.
Ağaç değilim ki; dallarım çiçek açsın.
Dağ değilim, meydan okuyamam bulutlara.
Kül değilim, savrulamam sağa sola!
Kuş değilim, ötemem, uçamam, göçemem!
Ne balıkta pul, ne ayıda kıl olur benden.
Olsa olsa, iyi toprak olur bu bedenden.