Koştum, koştum, koştum…
Bir uçurumun tam kenarına oturdum. Ayaklarımı salladım boşluğa bakarak.
“Terlisin, rüzgar vurmasın.” diye seslendi bir çiçek.
Kopardım parlak kadifeden bir çiçeği.
Avucumda dağıldı renkleri ölü bir kelebek gibi…
“Değer mi manzaran düşmeye!” diye haykırdı bir taş.
Fırlattım altın yaldızlı bir taşı.
Kayboldu uçurumun dibinde, iyi atıştı.
“Hadi!” diye öttü bir kuş.
Eşlik ettim içimden havalanan masmavi dağ kuşuna.
Kanatlarıma baktım, tüysüzdü.
Uçtum, uçtum, uçtum…