• Destek
  • Üye Ol
  • Yazar Girişi
  • Abone Ol
0 553 423 00 17 kibelekulturs@gmail.com
Kibele Kültür Sanat Dergisi | Hayatı Doğuran Sanat  |  Hatice DÖKMEN
  • Hakkımızda
  • Künye
  • Dergiler
  • Galeri
  • E-Dergi
  • Yazılar
    • Edebiyat
      • Şiir
      • Roman
      • Öykü
      • Deneme
      • İnceleme
      • Anlatı
      • Araştırma
    • Kitaplar
      • Kitap İncelemeleri
      • Yeni Çıkanlar
    • Tiyatro
    • Sinema
  • Yazarlar
  • İletişim
  • Üye Ol
No Result
View All Result
  • Hakkımızda
  • Künye
  • Dergiler
  • Galeri
  • E-Dergi
  • Yazılar
    • Edebiyat
      • Şiir
      • Roman
      • Öykü
      • Deneme
      • İnceleme
      • Anlatı
      • Araştırma
    • Kitaplar
      • Kitap İncelemeleri
      • Yeni Çıkanlar
    • Tiyatro
    • Sinema
  • Yazarlar
  • İletişim
  • Üye Ol
No Result
View All Result
Kibele Kültür Sanat Dergisi | Hayatı Doğuran Sanat  |  Hatice DÖKMEN
No Result
View All Result
Home Genel

Harman Yeri / Hacer Taner Bulut

Hacer TANER BULUT by Hacer TANER BULUT
17 Ekim 2024
in Genel
0
Harman  Yeri   / Hacer Taner Bulut
0
SHARES
32
VIEWS
Share on FacebookShare on Twitter

Her şeyin ortalıkta olduğu, hiçbir şeyin saklanmadığı köy ortamında doğmuştu İlyas.

Tahta kapılı evler, karşılıklı bakışır kucaklarında aksakallı dedeleri, yaşlılıktan buruş buruş olmuş nineleri ağırlardı. En güzel en candan muhabbetler edilirdi onların önünde.

Kiminin elinde örgü, kiminin önünde kılçıklarından arınacak fasulye, kiminin çuvalında kozasından kopacak ceviz…

O zamanlarda gençler tarlaya takkaya gider, evde yaşlılar ve çocuklar kalırdı. Çocuklar sokakların efendisi, Yaşlılar evlerin piriydi. Öyle kötülük yapmak nedir bilinmezdi. Tek eğlenceleri dedikodu yapmak, gelinleri çekiştirmekti. Gelinlerde tarlada kaynanalarını…

Akşam olunca o dedikoduları yapan onlar değilmişçesine, evin tüm ahalisi tek yürek olup yer sofrasında sıcacık tarhana çorbalarını kaşıklar, şundan bundan konuşur, gülüşürlerdi.

Bu evlerden birinde yaşıyordu İlyas. O doğduğunda dedesi erkek torunum oldu diye havaya üç el silah sıkmıştı da, kimsecikler garipsememişti. Orada erkek olmak, erkek doğmak ayrıcalıktı. Erkek çocuk soyunun devamını sağlar, ad sürdürürdü.

İşte İlyas bu ayrıcalıklar içinde büyüyordu. Daha doğrusu büyümeye çalışıyordu.

Anası İlyas’ta bir gariplik olduğunu seziyor fakat tek bir kötülük konduramıyordu.

Biricik yavrusu akranlarına karışmaz, onlarla oynamaz, akşama kadar bir köşede sessizce otururdu. Zaman zaman öfke krizlerine tutulur, kafasını o duvardan bu duvara vururdu.

Onu, köyün nefesi kuvvetli hocalarına okuttular. Muskalar yazdırıp orasına burasına astılar. Ama ne çare ki İlyas hep aynı İlyas olarak kaldı.

Artık İlyas’a derman aramayan aile bu durumu kanıksamış, bu halleri normalden saymışlardı.

İlyas delikanlılık çağına geldi. Bu çağ delişmen bir çağ olduğundan hastalık iyiden iyiye kendini göstermişti. Artık saklanamaz bir hal almış, ayyuka çıkmıştı.

Tüm köylü İlyas’ın hastalığını konuşuyor, kendilerine, çoluk çocuklarına zarar vereceğindin korkarak yaşıyorlardı.

Bir temmuz akşamı köylü ekinlerini harman yerine getirmiş, saman yapmak için sıralarını bekliyorlardı. Beklerken bir yandan karpuz kesiyor, öte yandan çaylar demleniyor,  beri taraftan da ağza alınmadık küfürler savruluyordu. Gecenin keyfini çıkarmakta olan köylünün seslerini böğürerek koşmakta olan İlyas kesti. Öyle böyle böğürmek denemezdi buna. Sanırsınız hayvan boğazlanıyor. Zifiri karanlıktan koşarak çıkan İlyas’ın üzerinde hiçbir şeycik yoktu. Anadan üryan koşuyordu.

İlyas’ın babası oğlunu görür görmez eline geçen ne varsa avret yerlerini kapatmaya uğraşıyordu.

Bu durum İlyas’ı iyice zıvanadan çıkarmış, azgın bir boğa gibi ona buna saldırmaya başlamıştı.

Bir aralık anasını gören oğlan doğruca ona koşup boğazına yapıştı. Kadıncağız nefes alamıyor, mengene gibi parmakların arasında can verdi verecekmişçesine cebelleşiyordu.

Harman yeri bir kasırga, bir tufan, kara kara cadıların cirit attığı bir yere dönüşüvermişti.

Karısını oğlunun elinden kurtarmak isteyen adama dönen oğlanın, alevler saçan gözlerinde iblisi gördü. Görür görmez tınazlara koştu.

Bir aralık tınazların önündeki sofraya gözü ilişti. Sofrada kocaman karpuz, onu yarıya kadar yarıp öylece bırakmış koca bir bıçak vardı. Adam bıçağı kaptığı gibi koştu. Adamın gözü dönmüştü. Elindeki bıçağı hiç düşünmeden oğlanın orasına burasına sokuyor, dinlenip tekrar tekrar sokuyordu. Can havliyle oğlan deli danalar gibi böğürdü. Böğürdükçe etrafa kanlar saçıldı.

Bir müddet sonra çırpınmalar durdu. Böğürmeler kesildi. İlyas son nefesini oracıkta verdi.

O köy, o evler, o harman yeri sonsuza kadar sessizliğe gömüldü.

 

Yazıyı nasıl buldunuz?

Oy için yıldıza tıkla!

Ortalama Oy / 5. Oy Sayısı

Oyu yok

We are sorry that this post was not useful for you!

Let us improve this post!

Tell us how we can improve this post?

Paylaşarak destek olabilirsiniz!
Previous Post

Mücevherat / Faruk Habiboğlu

Next Post

Gecelerde Ağlarmış / Nur Lavinia

Hacer TANER BULUT

Hacer TANER BULUT

Next Post
Gecelerde Ağlarmış / Nur Lavinia

Gecelerde Ağlarmış / Nur Lavinia

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

No Result
View All Result

Hakkımızda

Kibele Kültür Sanat Logo

Kibele Kültür Sanat

Merhaba sevgili okur.

Mitolojide Tanrıların anası olarak bilinen Tanrıça Kibele’nin anaç, üretken, hayatın devamını sağlayan özelliklerinin uğruna inandık. Ve onun adını kullanıp Kibele Sanat olarak edebiyatta biz de varız dedik. Edindiğimiz misyonla amacımız; bizden önceki kalem ustalarımızın bayrağını, gelecek kuşaklara ulaştırmak. Çünkü edebiyat dünya tarihini içinde barındıran devasa bir ansiklopedidir… Devamını Oku

Arşivler

  • Temmuz 2025
  • Haziran 2025
  • Mayıs 2025
  • Nisan 2025
  • Mart 2025
  • Şubat 2025
  • Ocak 2025
  • Aralık 2024
  • Kasım 2024
  • Ekim 2024
  • Eylül 2024
  • Ağustos 2024
  • Temmuz 2024
  • Haziran 2024
  • Mayıs 2024
  • Nisan 2024
  • Mart 2024
  • Şubat 2024
  • Ocak 2024
  • Aralık 2023
  • Kasım 2023
  • Ekim 2023
  • Eylül 2023
  • Ağustos 2023
  • Temmuz 2023

Kibele Kültür Sanat Logo

Kategoriler

  • Anlatı
  • Araştırma
  • Deneme
  • Genel
  • Hakkımızda
  • İnceleme
  • Kitap İncelemeleri
  • Masal
  • Öykü
  • Roman
  • Şiir
  • Sinema
  • Sizden Gelenler
  • Söyleşi
  • Tiyatro
  • Yeni Çıkanlar

Son Yazılar

  • Ayten’e Çiçek / Sultan Gizem Koçak
  • Bal  Gibi / Ersin Sarak
  • Takılma / Ulviye Kara Akcoş
  • Umutsuz Kadın Umutlu Fener ve İstanbul Hikâyesi / Galip Uçar
  • Doğum / Serdar Epözdemir

Copyright 2023 - 2025 Haziran K İ B E L E Kültür Sanat Dergisi Limited Şirketi All Right Reserved. Developer by Fedora Bilişim Teknolojileri İnternet Danışmanlık Hizmetleri Basım Yayın Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi. Bu sitede yayınlanan ses, görüntü, yazı içeren bilgi ve belge, hiçbir şekilde kullanılamaz, izinsiz kopyalanamaz. Tüm hakları K İ B E L E Kültür Sanat Dergisi Limited Şirketi'ne aittir.

KİBELE Abone
No Result
View All Result
  • Hakkımızda
  • Künye
  • Dergiler
  • Galeri
  • E-Dergi
  • Yazılar
    • Edebiyat
      • Şiir
      • Roman
      • Öykü
      • Deneme
      • İnceleme
      • Anlatı
      • Araştırma
    • Kitaplar
      • Kitap İncelemeleri
      • Yeni Çıkanlar
    • Tiyatro
    • Sinema
  • Yazarlar
  • İletişim
  • Üye Ol

Copyright 2023 - 2025 Haziran K İ B E L E Kültür Sanat Dergisi Limited Şirketi All Right Reserved. Developer by Fedora Bilişim Teknolojileri İnternet Danışmanlık Hizmetleri Basım Yayın Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi. Bu sitede yayınlanan ses, görüntü, yazı içeren bilgi ve belge, hiçbir şekilde kullanılamaz, izinsiz kopyalanamaz. Tüm hakları K İ B E L E Kültür Sanat Dergisi Limited Şirketi'ne aittir.