Kırmızı hapı alırsan hapı yutarsın, beyazı alırsan yine hapı yutarsın. Tercihini yap. kırmızı mı? beyaz mı?
Şu yaşına geldin, hayattan ne anladın deseniz, “Hangi hapı yutarsan yut, hapı yutuyorsun” anladığım bu derim. İçime kapanıp, olanı biteni kabul edeyim diyorum, kısa bir sürede kabul ettiklerimi mumla arar hale geliyorum, “E böyle olmadı, evrene pozitif mesaj salayım bari, azıcık olumlu takılayım” diyorum, “Şırrraakkk!” diye bir kırbaç, ses duvarını aşıyor kürek kemiklerimin ardında.
Ama durun! beterin beteri var. Doktor dedi ki; “Senin iki hapı da yutman gerek”
Keşke hap yutmak istemiyorum deme şansım olsaydı. Lakin bildiğim kadarı ile kimseye sormadı anası babası; ” Şişşt! bak hele. Biz sana niyetlendik, ne diyorsun?” diye. Velhasılı, geldiysen o hapı yutacan arkadaş. Hadi mızmızlanma da söyle. Kırmızı mı? Beyaz mı? Yoksa, bedenini ruhuna mezar edip, etrafa gülücükler mi saçmak istersin?