Aşkı zulme çevirme, kalbimi hançerle delip geçme,
Ey cânî, fânî dünya, sevdayla alay edip gülüp geçme!
Nedir ki bu feryadımın sebebi, bilmezsin,
Bir damla ümidimi dahi ziyan eyleme, dinle!Gönlümde ne muhabbetler yeşerdi, ne baharlar açtı,
Hepsi senin rüzgârında savruldu, heder oldu.
Ah, ne hüsrandır bu, bilirim ki
Senin hükmün, akıp giden bir rüzgârdır,
Fakat sevda, gönlümde bir deryadır, engindir.
Zulmetme bana, bîçâre yüreğimi paramparça eyleme,
Aşkımı maskaraya çevirip, bana âlemde hicran bırakma.Sefalet-i muhabbetim, sensiz gecelerde şiddetlenir,
Her ânım hasretinle hüsrâna inkılâp eder.
Ey dünya, mecnûn hâlime merhamet göster,
Her bakışın zindan, her gülüşün azap olur bana.Bir yâr uğruna ne ateşler yaktım ben,
Ne dağlar aştım, ne deryalara daldım,
Lâkin sen, hep bir hilekâr gibi,
Gülüp geçtin, bin ümidi kahr-ı elemde yitirdin.Ey cânî, fânî dünya,
Her yürekte bir yara, her aşkta bir vuslat bekler,
Sen ise oyun edersin aşkı,
Hançerinle delip geçme, bir âşığın yüreğini.Sevdayla alay etme, zira sevda ebedîdir,
Sen geçersin, aşk kalır,
Her demde yeni bir vuslat arar,
Ve ben, aşkımla senin zâlim yüzüne bakar,
Hicranı bile severim, lâkin hor görme sevdâlıyı!