Şol didarını* seyredeyim usulca
Gonca-dehana* dalıp vuku bulayım, kanat serpeyim uçmaklara
İşte ben büsbütün yalağuz* bir adamımdır
Dünya bahçesinde yalın ayak salınan
Özlemlenen ahir zamanlara
Hangi kalabalık kırabilir ki şu göğsümde yarayan
Kırkları aşan halvetimi*
Yani erinç* içindeki kanlı nişanımı,
Ne bir havva ne bir semavi tanrı
Hangi tabip çözer bu uçsuz manayı?
-Ufkum bucaksızdır
Yüksek dorukların anaç yamaçlarındayım
Bu yalağuz adamı edebiyle saklayacak yer varmı?
-yoktur
Kara kara bulut sürüleri yalar saçlarımı
Göğbebeklerimde ışıyan o siyah yıldız bak işte büsbütün buradayım!
*şol didar; şu yüzünü
*gonca-deha; ağzı gonca gibi küçük ve güzel olan
*halvet; ıssız yerde yalnız kalma
*erinç; hiçbir üzüntüsü sıkıntısı, hiçbir eksiği, hiçbir acısı ve tasası bulunmama durumu.
*yalağuz; yalnız