• Destek
  • Üye Ol
  • Yazar Girişi
  • Abone Ol
0 553 423 00 17 kibelekulturs@gmail.com
Kibele Kültür & Sanat Dergisi | Hayatı Doğuran Sanat  |  Hatice DÖKMEN
  • Hakkımızda
  • Kadromuz
  • Dergiler
  • Galeri
  • E-Dergi
  • Yazılar
    • Edebiyat
      • Şiir
      • Roman
      • Öykü
      • Deneme
      • İnceleme
      • Anlatı
      • Araştırma
    • Kitaplar
      • Kitap İncelemeleri
      • Yeni Çıkanlar
    • Tiyatro
    • Sinema
  • Yazarlar
  • İletişim
  • Üye Ol
No Result
View All Result
  • Hakkımızda
  • Kadromuz
  • Dergiler
  • Galeri
  • E-Dergi
  • Yazılar
    • Edebiyat
      • Şiir
      • Roman
      • Öykü
      • Deneme
      • İnceleme
      • Anlatı
      • Araştırma
    • Kitaplar
      • Kitap İncelemeleri
      • Yeni Çıkanlar
    • Tiyatro
    • Sinema
  • Yazarlar
  • İletişim
  • Üye Ol
No Result
View All Result
Kibele Kültür & Sanat Dergisi | Hayatı Doğuran Sanat  |  Hatice DÖKMEN
No Result
View All Result
Home Genel

Dikiş Kutusu Ülkesi / Sevgi Ünal

Sevgi Ünal by Sevgi Ünal
14 Aralık 2023
in Genel
0
Dikiş Kutusu Ülkesi / Sevgi Ünal
0
SHARES
1
VIEWS
Share on FacebookShare on Twitter

Karıncaların semerli, kaplumbağaların tüylü, tilkilerin beyinleri ellerinde dolaştığı zamanlarda terzinin birinin dikiş kutusunun içinde kurulmuş bir ülke varmış. Bu ülkenin  İğnedanlık Sarayı’nın Gözü Büyük İğne Kral’ı, görevli Gözü Küçük İğnelere hep tepeden bakarmış. Sarayın içindekilere böyle bakan, dışında yaşayan iki delikli, dört delikli düğmeleri, iplikleri, çıtçıtlari, kopçaları, makası emrinin altına almaz mı? Hem de öyle bir almış ki herkes koşulsuz itaat ederken Gözü Büyük İğne Kral’sız ülkelerinin yok olacağına inanmış. Gözü Büyük İğne Kral, tüm gün yumuşacık tahtında yayılır dururmuş. Taht dediğim de ona babasından kalmış. Terzi, kırk yılda bir işine yarayan baba Gözü Büyük Kral’ı kaybedince İğnedanlık Sarayı’nın yeni kralı, oğlu olmuş.

Gel zaman git zaman, yeni kral yanında bir eşi olsun istemiş. Vezirlere emir vermiş ama ülke sınırlarında ona lâyık bir kızı nasıl bulacaklarına bir türlü karar verememişler. O günlerde liseli bir kız, Terzi’nin kapısını çalmış. Mezuniyet balosu için bir tuvalet diktirmek istiyormuş. Terzi, kıza lame rengin yakışacağını söyleyince kız ertesi gün elinde ışıl ışıl lame bir kumaşla çıkagelmiş. Terzi, kızın ölçülerini alıp başlamış kumaşı kesmeye. Sıra dikmeye geldiğinde Dikiş Kutusu Ülkesi’ne bir bakmış ki uygun iplik yok! Bir koşu gidip alıvermiş bir makara ışıl ışıl lame ipliği. Öylesine güzel, öylesine zarifmiş ki dikiş kutusuna bırakıldığı an ülkenin tüm iplik kızların hasetlerinden makaraları çatlamış. Vezirlerinden biri zirveye zıplayarak kralın yanına saplanmış. Böyle güzel, şöyle tatlı diye bir anlatmış ki sormayın. Kral daha görmeden aşık olmuş lame ipliğe. “Hemen getirin!” diye emir vermiş. Vermiş de hiçbir şeyden haberi yokmuş. Meğer lame iplik, ülkesinde bir prensesmiş. Bir de sevdiği prens varmış. Terzi, bilmeden ayırmış onları. Emre uymamış prenses. “Ben ne yapayım Gözü Büyük İğne Kral’ınızı?”demiş.“Benim sarayım, sizin sarayınızın on bin katı,” diye aşağılamış bir de. Sürükleyerek götürüp zorla oturtmuşlar kralın yanına. Terzi, ne zaman liseli kızın elbisesini dikmek için onu İğnedanlık Sarayı’ndan alsa dünyalar onun oluyormuş. Yine öyle bir gün, gözü küçük vezirlerden biriyle lame kumaşı dikerlerken derdini ona anlatmış. Vezirin gözü küçükmüş ama yüreği büyükmüş. Çok üzülmüş. Prensesin böyle asi davranırsa yakında makasla parça parça kesilme cezası alacağını biliyormuş ama elinden de bir şey gelmiyormuş.

Günlerden bir gün makarasında ihtişamla duran kara mı kara bir iplik gelmiş ülkeye. Nasıl mı gelmiş? Liseli kızın küçük erkek kardeşi ben de o baloya geleceğim diye tutturunca ona minik bir smokin gerekmiş. Kız da terziden rica etmiş. Erkek giysisi dikmeyen Terzi, ilk kez smokin üstelik de küçük bir smokin dikeceği için heyecanlanmış. Özel bir iplik olsun diye lame ipliği aldığı dükkana gitmiş. Bu Kara Yağız İplik’i görünce beğenip almış. Meğer o, Lame İplik Prenses’in prensi değil miymiş?

Hiçbir şeyden haberi olmayan Lame İplik Prenses, İğnedanlık Sarayı’nda kahır çekerken artık kralın sabrı taşmış. “Bana güzellikle yar olmayan makasa kurban olur,” deyivermiş. Dikiş Kutusu Ülkesi’nin halkı, prensesin kurban edilmesini seyretmek için ülkenin en büyük meydanına toplanmış. Haset iplik kızlar, içlerinden oh çekiyorlarmış. Makas, biraz sonraki görevini layıkıyla yapmak için hızlı hızlı açılıp kapanarak hazırlanıyormuş. “Ne oluyor burada?” diye meydana gelen Kara Yağız İplik Prens, prensesini o durumda görünce hem sevinmiş hem de çok üzülmüş. “Prensesim,” diye öne atlayınca vezir onun prens olduğunu anlamış. Anlamış anlamasına da üzülmekten başka yine elinden bir şey gelmemiş. O sırada Terzi, Dikiş Kutusu Ülkesi’nden siyah ve lame ipliklerin ikisini birden alıvermiş.  Meğer liseli kız, Terzi’den kardeşinin ve kendisinin adlarının baş harflerinden oluşan armayı elbisesinin kumaşından dikilecek bir çantaya işlemesini istemiş.

Lame İplik Prenses ile Kara Yağız İplik Prens bir daha o kötü kralın ülkesine dönmeyeceklerine sevinerek birbirlerine sarılıp ömür boyu bir armada mutlu mesut yaşamışlar.

Gökten bir sürü iğne düşmüş, düşmüş ama bu masalı dinleyenler o kadar çokmuş ki hiçbiri yere ulaşamamış.

Ceyda Sevgi Ünal

Yazıyı nasıl buldunuz?

Oy için yıldıza tıkla!

Ortalama Oy / 5. Oy Sayısı

Oyu yok

We are sorry that this post was not useful for you!

Let us improve this post!

Tell us how we can improve this post?

Paylaşarak destek olabilirsiniz!
Previous Post

Yok Yere Duruyorum Burada / Ender Ölmez

Next Post

Bella / Ali Doğan

Sevgi Ünal

Sevgi Ünal

Next Post
Bella / Ali Doğan

Bella / Ali Doğan

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

No Result
View All Result

Hakkımızda

Kibele Kültür Sanat Logo

Kibele Kültür Sanat

Merhaba sevgili okur.

Mitolojide Tanrıların anası olarak bilinen Tanrıça Kibele’nin anaç, üretken, hayatın devamını sağlayan özelliklerinin uğruna inandık. Ve onun adını kullanıp Kibele Sanat olarak edebiyatta biz de varız dedik. Edindiğimiz misyonla amacımız; bizden önceki kalem ustalarımızın bayrağını, gelecek kuşaklara ulaştırmak. Çünkü edebiyat dünya tarihini içinde barındıran devasa bir ansiklopedidir… Devamını Oku

Arşivler

  • Mayıs 2025
  • Nisan 2025
  • Mart 2025
  • Şubat 2025
  • Ocak 2025
  • Aralık 2024
  • Kasım 2024
  • Ekim 2024
  • Eylül 2024
  • Ağustos 2024
  • Temmuz 2024
  • Haziran 2024
  • Mayıs 2024
  • Nisan 2024
  • Mart 2024
  • Şubat 2024
  • Ocak 2024
  • Aralık 2023
  • Kasım 2023
  • Ekim 2023
  • Eylül 2023
  • Ağustos 2023
  • Temmuz 2023

Kibele Kültür Sanat Logo

Kategoriler

  • Anlatı
  • Araştırma
  • Deneme
  • Genel
  • Hakkımızda
  • İnceleme
  • Kitap İncelemeleri
  • Masal
  • Öykü
  • Roman
  • Şiir
  • Sinema
  • Sizden Gelenler
  • Söyleşi
  • Tiyatro
  • Yeni Çıkanlar

Son Yazılar

  • İÇİMİZE GÜN DOLDURMUŞLAR
  • BEKLEME
  • Elementor #21056
  • HAYATTA HİÇBİR ŞEY İÇİN GEÇ DEĞİLDİR
  • Zamanı Kim Koşturuyor? / Sevde Kapıcıoğlu

Copyright © 2024 Kibele Kültür Sanat. Tüm Hakları Saklıdır.

No Result
View All Result
  • Hakkımızda
  • Kadromuz
  • Dergiler
  • Galeri
  • E-Dergi
  • Yazılar
    • Edebiyat
      • Şiir
      • Roman
      • Öykü
      • Deneme
      • İnceleme
      • Anlatı
      • Araştırma
    • Kitaplar
      • Kitap İncelemeleri
      • Yeni Çıkanlar
    • Tiyatro
    • Sinema
  • Yazarlar
  • İletişim
  • Üye Ol

Copyright © 2024 Kibele Kültür Sanat. Tüm Hakları Saklıdır.