Bir merdiven basamağında oturmuş yalnızlığım.
Kalbimde bir kuru kalabalık,ağırdan çalıyor kemancı.
Beynimde ayağında kundura…susturamıyorum.
Ne yalnızlığıma adapteyim,ne kemancıya..
Doğumla ölüm arasındaki çizgiyi çok mu kalın çizdim acaba.
Siliyor siliyor baştan çiziyorum.
Her defasında dahada kalın oluyor.
Amma abarttık bu yaşam denen çizgiyi.
Alt tarafı adam akıllı yaşayıp gidecektik.
Bir ölüme üzülecektik belki.
Yalnızlığı merdivene oturttuk, hasret türküleri yazdık,Ali’yi Ayşeden ayırdık, gurbet dedik ,sıla dedik,keder dedik…
Onlarca binlerce üzüntüyü türetip belimize büklüm yaptık.
Belki bir şelek taşımak bükecekti belimizi.