Bence biz seninle sevgilim, bir narkozun etkisinde,
Gülüyoruz hiç gülünmeyecek şeylere,
Ağlıyoruz hiç ağlanmayacak.
Bilmeden yaşıyor muyuz, öldük mü?
Biz seninle.
Sence de öyle mi?
Yan yanayız dar bir odada.
Kırık bir kalp, kırık hayatlar.
Acıyan yaralarla bakıyoruz etrafa, arasından sargı bezlerimizin.
Yatıyoruz biz seninle yanyana, hiç göremeden birbirimizi.
Dönük yaşlı, çirkin birer duvara.
Biz seninle.
Yürüyor her sabah ağır aksak, bol ışıklı bir koridor.
Nereye varsak ayrılık orada, hasret orada.
Kapıda kurum kurum kurulmuş beklemekte ölüm.
Tutuşturulmuş ellerimize okunmaz birer reçete, gidiyoruz bilmeden ilacımız ne, nerededir o eczane?
Biz seninle.
Bir ses bekliyoruz, ince, yekpare.
Sonra anons, sonra bir melek ya da hemşire.
Ölümsüz kılıyor aşkı, kim gönderiyorsa onu, nereden geliyorsa.
Döndürsün diye bembeyaz elleriyle tekrar tekrar hayata.
Biraz yoğun bakımda, biraz da müşaade.
Ve yaşıyoruz işte böyle, içeride kasvet.
Yarı aydınlık oda, ben burada, sen orada.
Anlıyor musun?