Bana zambaklar getir;
Koyu kahve gözlerinin nemli topraklarında yetişmiş,
Yüzüme değen sert rüzgârın hakkından gelebilecek,
Rüyalarımın kapısından geçerek aşk şiirleri fısıldayacak,
Sevginin bana hissettirdiği gibi koyu kırmızı zambaklar…
Bana zambaklar getir;
Çamurlardan ve korkulardan tek başına arınmış,
Günahların diyarından beni alıp kaçabilecek,
Bebekleri tatlı uykusunda pamuk gibi sarmalayacak,
Masumiyetin bana hissettirdiği gibi beyaz zambaklar…
Bana zambaklar getir;
Neşeli günleri hafızasına mıh gibi kazımış,
Baktığım yerden bile yüzümü güldürebilecek,
İçimdeki ateşin harına en taze odunları atacak,
Heyecanın bana hissettirdiği gibi turuncu zambaklar…
Bana zambaklar getir;
Dünyadaki tüm hayallere bir tutam renk katmış,
Albümlerdeki mutluluğu tekrardan hissettirebilecek,
Dizlerimdeki yaraları öpüp uçurtmalara selam gönderecek,
Çocukluğumun bana hissettirdiği gibi pembe zambaklar…
Bana zambaklar getir;
Yüreğindeki değerleri en özünde narince korumuş,
Yumuşak öpüşmelerin kıpırtılarını yüreğime üfleyebilecek,
Kalabalıklarda dahi çok uzaklardan ellerimi tutacak,
Samimiyetin bana hissettirdiği gibi sarı zambaklar…
Bana zambaklar getir;
En sert iklimlerden sağ salim ve gururlu çıkmış,
Düşlerimin kırıklarını bir çırpıda toparlayabilecek,
Bir boşluk bulup kulaklarıma hoş türküler okuyacak,
Umudun bana hissettirdiği gibi mavi zambaklar…
Bana zambaklar getir;
İhtişamı gözlerden gönüllere zuhur etmiş,
Güzelliğiyle tüm dünyaya kafa tutabilecek,
Eğik başları usulca kaldırıp yıldızları gösterecek,
Zarafetin bana hissettirdiği gibi mor zambaklar…
Bana zambaklar getir;
Bilge zihinlerin ellerinden hayatın anlamını çıkarmış,
Kokladığımda en güzel anılarımı gözlerim önüne serebilecek,
Bazı geceler başucumda şefkatle beni teselli edecek,
Ölümün bana hissettirdiği gibi siyah zambaklar…