• Destek
  • Üye Ol
  • Yazar Girişi
  • Abone Ol
0 553 423 00 17 kibelekulturs@gmail.com
Kibele Kültür & Sanat Dergisi | Hayatı Doğuran Sanat  |  Hatice DÖKMEN
  • Hakkımızda
  • Kadromuz
  • Dergiler
  • Galeri
  • E-Dergi
  • Yazılar
    • Edebiyat
      • Şiir
      • Roman
      • Öykü
      • Deneme
      • İnceleme
      • Anlatı
      • Araştırma
    • Kitaplar
      • Kitap İncelemeleri
      • Yeni Çıkanlar
    • Tiyatro
    • Sinema
  • Yazarlar
  • İletişim
  • Üye Ol
No Result
View All Result
  • Hakkımızda
  • Kadromuz
  • Dergiler
  • Galeri
  • E-Dergi
  • Yazılar
    • Edebiyat
      • Şiir
      • Roman
      • Öykü
      • Deneme
      • İnceleme
      • Anlatı
      • Araştırma
    • Kitaplar
      • Kitap İncelemeleri
      • Yeni Çıkanlar
    • Tiyatro
    • Sinema
  • Yazarlar
  • İletişim
  • Üye Ol
No Result
View All Result
Kibele Kültür & Sanat Dergisi | Hayatı Doğuran Sanat  |  Hatice DÖKMEN
No Result
View All Result
Home Kitap İncelemeleri

Atasözleri ve Deyimlerle Öğretilmiş Cinsiyet / Demet İpek

demet ipek by demet ipek
23 Şubat 2025
in Kitap İncelemeleri
0
Atasözleri ve Deyimlerle Öğretilmiş Cinsiyet / Demet İpek
0
SHARES
6
VIEWS
Share on FacebookShare on Twitter

“Yine Kadın ve Daima Kadın!” diyor Hatice Dökmen. Cinsiyet doğarken getirdiğimiz bir özellik fakat bu cinsiyeti yaşama biçimimiz toplum tarafından bize öğretiliyor. Hatice Dökmen de kitabında toplumun bize öğrettiği cinsiyetin bilinçaltına iniyor. Peki, toplum bu öğretiyi nasıl edindi? Bu kitapta cevabını bulacağınız sorulardan biri de bu. Dökmen, toplumun bilinç yapısını anlamak için ortak aklın ürettiği eserlere yani dili ve kültürü taşıyan
kalıtlara bakmayı öneriyor. O kalıtlar da elbette ki atasözleri ve deyimler. Yazar, dilimize ve bilincimize yerleşmiş erkeği devleştiren kadını cüceleştiren tüm kalıp sözleri gözler önüne seriyor. Ancak bunu yaparken şunu belirtmeyi de ihmal etmiyor: Atasözü ve deyimler bir dilin zenginliğidir ancak çok derinlikli bir incelemeyle bunların taranması ve bir cinsiyeti efendileştirirken diğer cinsiyete meta muamelesi yapan sözlerin ayıklanması gerektiğine parmak basıyor ve şöyle diyor: Atasözlerini irdelediğimizde kadının rolünün “ikinci cins” olarak algılanan ülkemizde kadına verilen değer adına iyileştirici bir şeyler yapılabilmesi için, atasözleri ve deyimlerde toplumsal cinsiyete ilişkin mevcut yargıların üst düzeyde incelenip ayıklanması gerekmektedir.
Özetle derdi atasözleri ve deyimler değil cinsiyet yergisi veya övgüsü yapan sözlerin, önce
dilimizden sonra da zihniyetimizden çıkarılması.
Kitapta çok önemli bir tespitte bulunuyor: “Kadınlar ikinci sınıf vatandaş olmaktan
kurtulamayışının erkekler yüzünden olduğunu söyleyerek topu erkeklere atıyor ama böyle
değil. Çünkü kadını ikinci sınıf vatandaş olarak kabul eden yine kadınlar.” Dolayısıyla biz
kadınların da bu konuda erkekler kadar kabahatli olduğu bir gerçek. Kaldı ki Dökmen’in de
dediği gibi pipiyi kutsayan, küfreden erkek çocuğunu öven sadece babalar değil aynı
zamanda anneler.

Yazarın kadınlar hakkında bir görüşü var ki buna ben de katılıyorum. Virginia Woolf ‘un
“Kadınlar yüzyıllar boyunca erkeği doğal boyutlarından iki kat büyük gösterme büyüsü ve
gücüne sahip birer ayna hizmeti görmüşlerdir.” sözünden yola çıkarak bu kabullenişin
toplumda nasıl kabul gördüğünü de irdeliyor.
Yine kitapta derlenen atasözlerinden örnek verecek olursak “Kocana göre bağla başını,
tencerene göre pişir aşını.” “Kadınların yalımı alçak olsa geçinmeleri kolay olur.” sözlerinden
hareketle kadının toplumda kabul görmesi için ona dayatılan normlardan söz ediyor.
Yazarın seçtiği atasözleri incelikli bir araştırma ürünü. Toplumsal bilinçaltının en kuytu
köşeleri taranarak gün yüzüne çıkarken bir buz dağının görünen yüzünden çok daha
fazlasının derinlerde olduğunu ortaya koyuyor. Çarpıcı bölümlerden bir örnek:
“Kadının cinselliğinin öne çıktığı, erkeği baştan çıkaran şeytani bir varlık olduğu, erkeğin
duygu ve davranışlarını kontrol altına alamamasının sebebinin kadın olarak görüldüğü
üzerine atasözleri toplumda kabul görmüştür.” (s.31) Buna örnek olarak yazarın seçtiği
atasözleri manidardır.
“Kadının şerri şeytanın şerrine eşittir.”
“Kadın erkeğin şeytanıdır.”
Yazar ayrımcılığın anne karnında, kadının hamileliği ile başladığını belirtirken bakın hangi
atasözlerini ve kalıp ifadeleri tanıklığa çağırıyor:
“Kız doğuran tez kocar.”
“Kız yükü tuz yükü.”
“Oğlan doğuran ok gibi, kız doğuran bok gibi.”
Kız doğuran bireyin sesi cılızdır, diyor Dökmen. Nasıl olmasın ki? Doğurulan çocuğun
cinsiyeti annenin toplumdaki, ailedeki statüsünü bile belirliyor. “Oğlan anası raf elması, kız
anası ahır danası.”
Yazar kadının başlıca görevinin doğurmak olduğunu bunu beceremeyen kadının toplumdan,
kocasından çekeceği eziyetleri, hakaretleri de kirli bir çukurdan çıkarıp sıralıyor. “ekinsiz
tarla”“kuzuluğu yok” “ döl tutmuyor” gibi aşağılayıcı deyimlerin yanında “Evladı olmayanda
merhamet olmaz.” “Kadını eve bağlayan altın şakırtısı değil beşik gıcırtısı.” atasözlerini işaret
ediyor.
Yazar, kitabı çalışmaya başladığı zaman hissettiklerini şöyle dile getiriyor: Tarih boyunca
nesilden nesile aktarılmış olan kültürel mirasımızın bireyler üzerindeki etkilerini irdelemeye
çalıştığım kitabı ne yazık ki içim acıya acıya yazdım. Kadın erkeğin elinin kiridir, sözünde
ağzımdan burnumdan alevler çıkarken, on beşinde kız ya erdedir ya yerde, sözünde
yüreğimin yağı eridi. Cennet anaların ayakları altındadır, sözüyle kadın erkeğin şeytanıdır,
sözü arasındaki ikilemde gidip gelirken beynim yandı.
Kitapta ilgimi çekin bölümlerden biri de konuyu ele alışındaki eşitlikçi anlayış. Yazar, erkekleri
suçlamak maksadı içinde değil. Öğretilmiş cinsiyetin bir boyutunun da erkek çocuğa daha
doğmadan yüklenen roller. Bunlara örnek olarak “Erkek adam ağlamaz” “Erkek adam dayak
yemez.” “Ağaç yeşert meyve getirsin, oğul büyüt ekmek getirsin.” sözleri yazarın tespitiyle
birleşiyor. “Erkek çocuğuna o kadar kimlik yükleniyor ki daha doğmadan omuzlarına büyük
bir kambur biniyor.” (s.58)
Yazar, kadın cinayetleri konusuna da ayrı bir parantez açıyor, cinayetleri istatistik verilerle
değerlendirirken cinayetlerin temelinde yine erkeğe çocukluktan başlayarak verilen “ben”
duygusunun ağır bastığına değiniyor. “Gelinlikle girilen evden kefenle çıkılır.” buna örnek
veriliyor.
Kitabın sonlarına doğru yazarın kaleme aldığı Üçüncü Sayfa Haberi adlı öykü durumu özetler
nitelikte. Şiddet gören kadının psikolojisini, yaşadıklarını çarpıcı şekilde anlatıyor.
“Toplumu biçimlendiren sosyal roller bireyi kadın ve erkek olarak cinsiyete bağlı kimliğe göre
algılar ve beraberinde birtakım beklentileri getirir. Birey de kadın veya erkek olarak toplumsal beklentilere göre davranış belleğini donatıp kendi cinsinin sınırları içinde kalarak toplumsal
beklentilere göre davranır.” diyor Dökmen.
Son olarak yazarın temennisini yineleyerek noktalamak istiyorum.
“Kadının kısım olmaktan çıkıp kişi olduğu günlere özlemle…”

Yazıyı nasıl buldunuz?

Oy için yıldıza tıkla!

Ortalama Oy / 5. Oy Sayısı

Oyu yok

We are sorry that this post was not useful for you!

Let us improve this post!

Tell us how we can improve this post?

Paylaşarak destek olabilirsiniz!
Previous Post

Milenyum Çağının En İlham Verici Karakterlerinden Erin Brockovich’i Tanımak / Canel Işık

Next Post

Rabbim’e Sms – Sokak / Ağıt Destan

demet ipek

demet ipek

Ben, Demet İpek.6 Eylül 1979’da Ankara’da doğdum. Ankara’da büyümeye fırsat bulamadan Balıkesir’in sahil kasabası Akçay’a taşındık. İlkokul, ortaokul ve liseyi Edremit’te bitirdim.1997’ de İstanbul Üniversitesi Avrupa Topluluğu bölümünü kazandım. Bu bölümü okumayarak tekrar sınava hazırlandım.1998 yılında Afyon Kocatepe Üniversitesi Türkçe Öğretmenliğini kazandım.2002 yılında mezun olarak İzmir’e öğretmen olarak atandım. Halen İzmir'de öğretmen olarak görev yapmaktayım. Yazmak tek tutkumdu, müzikse ona hep eşlik etti. Bir süre Smryna Acapella Çok Sesli Korosunda korist olarak şarkılara eşlik ettim. Sonra biraz hayat çokça da yazmak ağır bastığı için müziği öteledim. Öğretmenlik okusam da tek hayalim yazar olmaktı. Hayatla derdi olan bunu anlatmak ve başkaları tarafından da anlaşılmak isteyen bir insanım. Yazma merakımın tutkuya dönüşmesi ortaokuldaki Türkçe Öğretmenim Binnaz Hanım sayesinde oldu. Ben de şu an durduğum yerde birilerinin “Binnaz Öğretmen” i olmak için çabalıyorum. Durmak istediğim yerse durmadan uzun uzun yazmak… Kendimi özgürce ifade edebileceğim yarışmaları takip ediyorum. “İklimin Senin Elinde” öykü yarılmasında ikincilik kazandım. Doğru şekilde yapılan yarışmaların neyi doğru yazdığımız neyi eksik bıraktığımız konusunda bir ölçüt olduğuna inanıyorum.

Next Post
Rabbim’e Sms – Sokak / Ağıt Destan

Rabbim'e Sms - Sokak / Ağıt Destan

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

No Result
View All Result

Hakkımızda

Kibele Kültür Sanat Logo

Kibele Kültür Sanat

Merhaba sevgili okur.

Mitolojide Tanrıların anası olarak bilinen Tanrıça Kibele’nin anaç, üretken, hayatın devamını sağlayan özelliklerinin uğruna inandık. Ve onun adını kullanıp Kibele Sanat olarak edebiyatta biz de varız dedik. Edindiğimiz misyonla amacımız; bizden önceki kalem ustalarımızın bayrağını, gelecek kuşaklara ulaştırmak. Çünkü edebiyat dünya tarihini içinde barındıran devasa bir ansiklopedidir… Devamını Oku

Arşivler

  • Mayıs 2025
  • Nisan 2025
  • Mart 2025
  • Şubat 2025
  • Ocak 2025
  • Aralık 2024
  • Kasım 2024
  • Ekim 2024
  • Eylül 2024
  • Ağustos 2024
  • Temmuz 2024
  • Haziran 2024
  • Mayıs 2024
  • Nisan 2024
  • Mart 2024
  • Şubat 2024
  • Ocak 2024
  • Aralık 2023
  • Kasım 2023
  • Ekim 2023
  • Eylül 2023
  • Ağustos 2023
  • Temmuz 2023

Kibele Kültür Sanat Logo

Kategoriler

  • Anlatı
  • Araştırma
  • Deneme
  • Genel
  • Hakkımızda
  • İnceleme
  • Kitap İncelemeleri
  • Masal
  • Öykü
  • Roman
  • Şiir
  • Sinema
  • Sizden Gelenler
  • Söyleşi
  • Tiyatro
  • Yeni Çıkanlar

Son Yazılar

  • RAYLARIN GÖLGESİ / GİZEM ENGİN
  • İçimizdeki Mia / Elif Kahriman
  • Çöl / Murat Halıcı
  • Masal / Murat Halıcı
  • Bir Ölümsüzlük Ütopyası;Parfümün Dansı / Kazım Aldoğan

Copyright © 2024 Kibele Kültür Sanat. Tüm Hakları Saklıdır.

No Result
View All Result
  • Hakkımızda
  • Kadromuz
  • Dergiler
  • Galeri
  • E-Dergi
  • Yazılar
    • Edebiyat
      • Şiir
      • Roman
      • Öykü
      • Deneme
      • İnceleme
      • Anlatı
      • Araştırma
    • Kitaplar
      • Kitap İncelemeleri
      • Yeni Çıkanlar
    • Tiyatro
    • Sinema
  • Yazarlar
  • İletişim
  • Üye Ol

Copyright © 2024 Kibele Kültür Sanat. Tüm Hakları Saklıdır.