Aşk kutsalımızdı
Ezan sesinde müziği kapatmaktı
Nefes alışlarımızı duymak için susmak
Sırtında ağır çantalarıyla giden ilkokul çocuklarından
Acı çeken aşıkların ne farkı vardı.
Hepimizin yükü orantısızsa
Aşk karşısında hepimizin yükü ağırsa
Belki de aşk kaplumbağanın sırtındaki yuvasıydı
Alıştığı ve terk edemeyeceği ya da
Aşk sığınağımızdı
Ne kadar güçlü olursa olsun silahları
Asker ölme ihtimaliyle gidiyordu savaşa
Biz de ne kadar büyük olursa olsun sevdamız
Kabul etmiştik ölmeyi ,
Plazalar arası camdan cama aşk olmaz
Aşka hap verdikçe sertleşiyorsa başka bir sorun bu
Mutluluk herkesin hakkı tabi ki mavi hapla aşkın bir bağlantısı vardı olmadık zamanlarda
Bu saatte kalkan duygular kötü biter diyebilen adamlar da bazen aşktan kendini vururdu
Bazen çocuk gibi ağlardı
Ben hiç anlayamadım bu aşk ne zaman ve nasıl bir kişiyi bulurdu
Ve nasıl oluyordu da herkesteki canlanışı farklı bir zuhurdu
Oysa faydalarımız ve beklentilerimizi görmezden gelmek sanırdım aşkı
Oysa aşkın gözü kör sanırdım
Bilmezdim ki kör taklidi yapan bir dilencidir
Aşk , çıkarların bilinçsiz arzusudur
Aşk var olmak dürtüsünün doğanın eliyle bizde yonttuğu coşkusudur
Yol bilmez seni, seni yol yordamsız
Öyle damdan düşer gibi söyledin aşkını hep
Hep de korkuttun
Damlar altı saksağanı vur şimdi kalbine kazmayı
Kaybetmek konusunda kararlısın
Belki de hiç aşkı hak ettiğine inanmadın
Aşk kutsalımızdı
Komünist kadın sesli sarkıcılar şahitti
Ve değişik yorumlanmış türkülerle hüzünlenen
Türkü sevmeyenleri sevmeyen kişiler vardı
Aşktan en büyük beklentimiz var olmasıydı
Eski modalar yeni moda olur
Eski aşklar da yeniden en umulmadık bir zamanda
Mesela kan ter içinde uyandıran rüyada
Gerçi hatırlamazsın ya rüyayı
Bıraktığı duygu yakar her yanını
Herkeste olacak diye bir şey de yok tabi
Hep buraya gelecektir dönüp dolaşıp
Katları soydukça kutsal aşkından bir lahana cücüğü kalacaktır
Aşkları soydukça bir yalnız kalp donacaktır
Bu yüzden terapi aşıklara sökmez
Bu yüzden aşk acısı yaşamadan bitmez