Aynı dünya da yaşıyoruz,
Aynı güneşe.
Aynı aya aynı yıldızlara bakıyoruz,
Aynı ağaçların altında gölgeleniyor.
Aynı kumsaldan denize giriyoruz,
Sen bizim biz senin varlığından haberdarız,
Ama sıhhatimiz nasıl ?
İyimiyiz ?
Ne durumdayız bilmiyoruz,
Ve görüşmüyoruz….
Aslında her sabah gördüğün yüz benim,
Vücudunun her damlasında,
Benden bir iz var.
Sen benim bir parçamsın,
Yaşadığımız günlerden bize kalan.
Binlerce iyi kötü hatıra var,
Kırgın olabilirim,
Dargın olabilirim,
Ama seni silemem.
Sen beni yok saysan da,
Ben seni yok sayamam.
Şu anda ne yapıyorsun?
Hasta mısın, bir derdin mi var?
Pencerelerindeki perdeler hala çivili,
Kör karanlıkta esir gibi yaşıyorsun.
Yediğin dayağa şükür edip,
Mutlu oluyorsun.
Oğluna doğruyu yanlışı,
İyiyi kötüyu öğretebiliyor musun?
Bu acıyı bana yaşatıp, sen rahat yaşıyor musun?
Ben seni her an merak ederken,
Sen beni bir an düşünüyor musun?
Varlığının temeli annen baban hiç olmadı,
30 yaşına kadar boğazından bir lokma ekmeğimiz geçmedi.
Senin üzerinde hiç bir hakkımız yok,
Artık bunlara inanıyorsun.
Bunca yaşananı bir anda nasıl hatırlamazsın?
Yaşadıklarımızı ve bizi yok sayarak,
Nasıl yaşıyorsun?
Beddua etmiyorum sana,
Sadece bu hale nasıl geldin onu merak ediyorum.
Bir anda geçmişini silip,
Kendini başka bir dünyada.
Her şeyden izole ederek,
Nasıl yaşıyorsun?
Zalim değilsin kalpsiz değilsin,
Vijdansız değilsin olamazsın.
Benim kanımsın,
Benim canımsın,
Benim kızımsın,
Anne babana bunu nasıl yaşatıyorsun?
Sanki dünyanın öbür ucundasın,
Telefonla bile aramıyorsun.
Bizim ne halde olduğumuzu merak etmiyorsun,
Bizim seni merak ettiğimizi biliyorsun.
Kabul edemeyeceğin bir hayatı yaşıyorsun,
Ben Mutluyum diyorsun,
Bizimde buna inanmamızı bekliyorsun.
Ölürsem gözüm arkada gidecek,
Her zaman kalbim senin için üzülecek.
Ama sen btün bunları yok sayacaksın,
Bu dünyada bizi yok sayarak yaşayacaksın.