
İçimdeki Sessiz Kavga
Bazen insan, en büyük kavgayı başkalarıyla değil kendi içinde verir.
Bir yanın sakin kalmak isterken, diğer yanın sürekli acele eder.
Sonuçta her şey bir sırayla düzelmeli, bir düzen içinde olmalı, hemen — çünkü beklemek artık can yakar.
İşte bu yüzden ben de o acele eden yanımla tanıştım. Ne yazık ki, çok istedikçe, daha da hırçınlaşıyorum.
Hırçınlığın Ardındaki Acele
Giderek hırçınlaşıyorum. Üstelik beni neyin durdurabileceğini de bilmiyorum. Sanki kendimce sorunlar silsilem var ve hepsinin ard arda iyi olmasını istiyorum. Kronolojik bir sırada ve en çabuk haliyle… Ama o sıranın bozulmasına da beklemeye hiç tahammülüm yok. İşte böylece hırçınlaşıyorum sanırım. Sorsanız elimden geleni de yapıyorum aslında. Ya da yaptığımı mı sanıyorum? Sizi kandıramıyorum değil mi? Kendimi kandırıyorum ama. Bu kadarı geliyor elimden deyip kenara çekilince hiç vicdan yapmıyorum. Demek ki, gerçekten bu kadarı için enerjim var diye düşünüyorum.
Takdir Arayışı
Ancak sonrasında olanlar beni korkutuyor. Kafamdan geçen düşünceler beni daha çok yıkıyor. İnsanların gözünde gerçekten elimden gelenin en iyisini yapmış olarak gözükmüyorum ve insanlar beni böyle bilmesinler, mücadeleci bilsinler, takdir etsinler istiyorum. Sonra her yerde takdir sözcükleri arıyorum. Yeniden canlanmak için duymak zorundayım çünkü. Aksi halde kendimi toparlayamıyorum. Daha da hırçınlaşıyorum. En iyisini yaptığıma o kadar inanıyorum ki, insanların bir çift güzel sözü benden esirgemiş olmalarına kızıyorum.
Kendimi İkna Etmek
Şu yazıyı yazarken bile aynı şeyi yapıyorum aslında. Kendimi daha fazla yapacak şeyim olmadığına inandırmaya çalışmak gayesindeyim derinden derinden. Neden bu kadar yalancı oldum? Ne zaman bu kadar yalancı oldum? Belki de hep böyleydim.
Yazamıyorum artık. Yazacaklarımdan korkuyorum. Bana başka bir kapı açacak ve o kapıdan çıkmak zorunda kalacağım diye ödüm patlıyor. Kapıdan çıkıp gerçek bir mücadeleye girebileceğim düşüncesi beni ürkütüyor. Oysa ki kendi kabuğumda her şeyin alasını başardığımı görmek beni o dünyanın cesur lideri yapıyor. Başka dünyalarda işçi olmak zoruma gidiyor. Baştan başlamak zor geliyor.
Hayatın kontrolünü bırakmak bazen zor olabiliyor. Bu konuda daha önce yazdığım
Hayatın Sürprizlerine Açılmalı İnsan – Kontrol mü yoksa Teslimiyet mi? yazısını da okuyabilirsin.