Umut olunmuştur gelişleriyle, ailedeyse renk
Tutmuştur sevincin mayası hisli yüzlerde
İki iken üç, dört,beş olunur ve büyünülerek
Çocukların sesleri çınlayacak, dolacak anılara
Anlam bulacak kent, köy, kasaba, ev, oba…
Ve okullu yıllar ne de çabuk geceçek ah ki ah
Durmuyor ki zaman dediğin, yitiyor da giderek
Nihayetinde o küçücük yüzler de olgunlaşıyor
Yuvadaki şarkıların makamı hep hicranı seçiyor.
Kime baktı isem o kırılma anlarında düştü omuz
Aynı derecede hislerle derinden yakaladı beni
Anladım ki masal değil bu hayat, gelen ayrılık treni.
Ne de kolaymış mini minilerken onlarla kavgalar
Keşke durdurabilseydik o anları hepte haklı olsalar
Ve bizler de uçmadık mıydı nihayetinde geleceğe
Anladım ki bu ayrılıklar daha da bir büyümeye.
Kına gecelerinde başlamaktaydı ezgilerin hicranı
Anne ve baların niçin sızlar gecelerde şu vicdanı
Hafif ritmine uyulurken bir raksın, değiyor omza baş
Sıkı ise, ayrılık hüznünden akmasın gözlerden yaş.
Tam da bu manzarayı çekerken hatıraların içine
Başıma gelecek olanların provasını yaşamıştım
Çocuklarımla ne de mutlu, masalsıydı hayatım
Ve anladım ki yeniden, nihayete bir çözüm yok
Daha da büyümelerin adımıdır şu ayrılık vebası
Omza düşmeden o başlar sorma gözleri, ağlamaklı.