Her düş kırıldığında
bir bıçak giyerim üzerime.
Acı, yönünü yitirmiş bir göz gibidir:
karanlığa saplanan bedeni
hangi ışık kurtarabilir?
—
Ben ki düşlerimi pazarlığa sürerim,
sessizlikle, karanlıkla takas ederim;
bazen geceyi giyerim,
bazen taş kesilmiş suskunluğa yaslanırım.
—
Kırık bir aynada çoğalan yüzüm,
her parçasında başka bir yara taşır;
benliğimin kıyısına vuran dalgalar
hiçbir sahile sığınmaz.
—
Kör bir alaca kuş,
hangi yanımdan süzülürse süzülsün,
kalbin hakikatini
hep yarasından fısıldar bana.
—
Bilirim ki
yaradan sızan ses,
henüz doğmamış bir sabahın
ilk nefesidir.
—
Bıçakla yazılmış rüyaların kanında büyürüm;
acıdan bir pusula yapar,
karanlığın ortasında
yeniden yönümü bulurum.
—
Ve o an,
yarayı taşımanın kendisi
hayata tutunmanın
en keskin biçimi olur.