“Edebiyat nedir?” diye soruyorlar bana yıllardır, edebiyat şu veya bu desem anlatır mı edebiyatı bilmiyorum ama edebiyat öncelikle bir daldır. Tuttuğumuzda öyle kolayca kırılmayacak bir daldır, suladıkça olgunlaşacak ve meyve verecek bir daldır, gölgesinden sizden sonraki nesillerin de nasipleneceği ve de sizler tarafından beslendikçe kök salıp güçlenecek bir daldır.
Aynı zamanda da bir bilim dalıdır, dolayısıyla örtüşen özü gibi temelinde insan yatan bir bilim dalıdır. Edebiyat, duygu ve düşüncemizi etkili bir dille yazıya aktarmanın türlerine, biçimlerine konularına ve teknik özelliklerine göre ayrılmasıdır. Bu türler şiir, deneme, drama, söylence, öykü, roman ve dahasıdır. Ha bir de sözlü edebiyat yani yazı olmadan öncesi vardır desem edebiyatı anlatır mı bunlar? Yeterli gelir mi dersiniz? Bu yüzden edebiyat dal ile kalmaz. Edebiyat tabiattır. Tabiatsa sizlerin de bildiği gibi doğal yapıdır. En önemlisi şu ki: Tabiat anaya ne kadar tohum eker ve onun istediği ilgiyi, şefkati gösterirseniz o da size öyle karşılık verir; oksijen verir, nefes olur. İşte siz de tam burada edebiyatı tanırsınız. Ona tüm saflığınız, doğallığınız, gösterişsizliğiniz ile yaklaşmalısınız çünkü edebiyat yalın gösterişi ve yapmacık, süslü safsatayı bir bakışta ayırt eder. Edebiyat eserini eser yapan da bu kendine has özelliğidir. Her ağacın, her kuşun, her türün kendine has özelliği vardır ve hepsini bir bakışta anlayabilirsiniz. İşte tabiat da bunu bilir. Coğrafyadan tarihe, tarihten felsefeye, felsefeden tüm ana bilimlere tabiatının içine alır.
Daha da açık bir kelimeyle edebiyat mirastır ve en güzel miras; doğruluk, dürüstlük, saygı, sevgi, dostluk, maneviyat içerir o yüzden ki hiç açılacak kapı kalmadığında anahtarı tabiat sana bir şekilde ulaştırır. Sen doğaya, evrene, tabiatına, edebiyatına sahip çıkıp iyi niyetle yol aldığın müddetçe sana en iyi dosttur.
Sana yakın olan, gerçeğini yansıtan bir eser geleceğini de yansıtır. Böyle bir yazıyı ağaçtan oluşan ve tabiattan gelen bir parça en saf haliyle açılan kapı da kabul eder, benimser. Bilmem açıklayıcı oldu mu..? Gerçek dost budur.
Kimine göre de edebiyat kısır muhabbetinden öte gitmez ama kim bilir belki de ona göre gerçekten edebiyat budur, bunu ancak okuyup dinleyen bilir. Samimiyetinize güvenerek sizlere bir soruyla yazımı sonlandırmak isterim:
Sizce edebiyat bir kısır tarifi olabilir mi?
Hep edebiyatla, sevgiyle, hoşça kalın..
Akıp giden bir yazı daha. Ruhumuza iyi geldi .
Yine akıcı bir yazı. Ruhuma iyi geldi ☺️