Önyargılarımız
Önyargılar hemen hemen herkeste olan bir şey. Bazen bir eşyaya bazen bir insana bazen de hayvana karşı önyargılı olabiliyoruz. Bu önyargılar da hayatımızı zaman zaman olumsuz etkileyebiliyor. Örneğin bir insandan kazık yedik diyelim herkesin öyle olduğunu düşünerek yeni tanıştığımız kişiye karşı önyargılı ya o da öyleyse düşüncesi ile yaklaşmak. Önyargılarımızı kilitli bir zincir olarak düşünürsek o kilidin anahtarı bizde. Tek açabilecek kişi biziz. Düşüncelerimize yön verirsek herkesin her şeyin aynı olmadığını her şeyin aslında bize ders verdiğini travma da bıraksa bazen o şeyin öğrenmemiz için olduğunu söylemeliyiz kendimize. Önyargılar yaşanmışlıklar üzerinden oluşuyor. Bilmediğimiz bir şey hakkında önyargılı olduğumuz zaman da olur ama en çok bildiklerimiz üzerinedir. Bir de insanlar eleştiri gibi önyargıyı da hep kötü düşünür çünkü yargı yargılamak var. Hiç tanımadığımız birine iyi dersek ne olur peki? Kötü deyince önyargı ise. Bence ikisi de önyargı. Önyargı düşündüğümüzün tersini karşımıza çıkarabilir. O zaman da önyargı olduğunu anlarız düşündüğümüz şeyin. Her şey de zamanla yavaş yavaş yaklaşmaya çalışırsanız önyargılı olma olasılığınız o kadar azalır. Peşin hüküm verince sonradan düşününce pişman oluyoruz. Önyargılar karşımıza engel olarak çıkar. Hem de kendi koyduğumuz engel. Bu engeli koyduğumuz gibi aşmak da bize düşer. Aşmak için çaba sarf etmeliyiz ve olumlu ya da en azından nötr düşünmeyi denemelisiniz. Bu ilk adım olabilir. Bunu tecrübe olarak söylüyorum.