• Destek
  • Üye Ol
  • Yazar Girişi
  • Abone Ol
0 553 423 00 17 kibelekulturs@gmail.com
Kibele Kültür & Sanat Dergisi | Hayatı Doğuran Sanat  |  Hatice DÖKMEN
  • Hakkımızda
  • Kadromuz
  • Dergiler
  • Galeri
  • E-Dergi
  • Yazılar
    • Edebiyat
      • Şiir
      • Roman
      • Öykü
      • Deneme
      • İnceleme
      • Anlatı
      • Araştırma
    • Kitaplar
      • Kitap İncelemeleri
      • Yeni Çıkanlar
    • Tiyatro
    • Sinema
  • Yazarlar
  • İletişim
  • Üye Ol
No Result
View All Result
  • Hakkımızda
  • Kadromuz
  • Dergiler
  • Galeri
  • E-Dergi
  • Yazılar
    • Edebiyat
      • Şiir
      • Roman
      • Öykü
      • Deneme
      • İnceleme
      • Anlatı
      • Araştırma
    • Kitaplar
      • Kitap İncelemeleri
      • Yeni Çıkanlar
    • Tiyatro
    • Sinema
  • Yazarlar
  • İletişim
  • Üye Ol
No Result
View All Result
Kibele Kültür & Sanat Dergisi | Hayatı Doğuran Sanat  |  Hatice DÖKMEN
No Result
View All Result
Home Kitap İncelemeleri

Bir Ölümsüzlük Ütopyası;Parfümün Dansı / Kazım Aldoğan

Kazım Aldoğan by Kazım Aldoğan
6 Mayıs 2025
in Kitap İncelemeleri
0
Bir Ölümsüzlük Ütopyası;Parfümün Dansı / Kazım Aldoğan
0
SHARES
17
VIEWS
Share on FacebookShare on Twitter

Çok karakterli, dört farklı mekân ve karmaşık örgülü bir kitap olması nedeniyle okuyucuyu bunaltan, tekrar tekrar geriye dönüp yeniden başladığı Parfümün Dansı kitabı,92 yaşındaki Tom Robins’in yazdığı 11 romanında en bilineni.

Robbins’in karmaşık yaşam öyküsü adeta romanın kurgusuna da yansımış gibi. Asıl adı Thomas Eugene Robbins olan Tom Robbins, ABD’de Kuzey Carolina’da bir hemşirenin oğlu olarak dünyaya geldi. Gazetecilik, orduda subaylık ve editörlük gibi faklı işlerde çalışan Robbins’ın adı ilk defa 1971 yılında ilk kitabı olan Dur Bir Mola Ver ile
dünya edebiyatında duyulmaya başlandı. Eleştirmenler tarafından övgüler alan ilk kitabından sonra sinemaya da uyarlanan Dişi Kovboylar da Hüzünlenir adlı eseri büyük ilgi gördü.Daha sonra yayınlanan Tibet Şeftalı Turtası,B.Bira,Sirius’tan Gelen Kurbağa,Sicak Ülkelerden Dönen Vahşi Sakatlar,Villa Meçhul,Sıska Bacaklar,Geriye
Uçan Yaban Ördekleri ve Ağaçkakan kitapları dünya edebiyatındaki yerini aldı.

Özetini çıkarmaktan zorlandığım Parfümün Dansı kitabını ikinci kez okuduğumda Tom Robbins’in romanı felsefe ile adeta bir kavramlar bütünü ile yazdığını söyleyebilirim. Felsefe de zaten kavramlar oluşturmak değil mi?
Romanda Seattle, New Orleans,Paris ve Doğu’da bir şatoda olmak üzere dört farklı hikaye var.Şatodaki hikaye yüzyıllar öncesine dayanıyor.Modern çağda parfümle uğraşan insanları anlatıldığı ilk üç hikayeden sonra törelerinde yaşlılık nedeniyle öldürülmesi gereken kralın hikayesiyle dördüncü bölümde karşılaşıyoruz.

Dört faklı hikâyede adları geçen karakterlerin aynı noktada birleşmesi, belki de romanın daha önce belirttiğimiz gibi karmaşık ve anlaşılmasını güçleştiren bir labirente dönüşmesindendir. İmgeler ve metaforlar, eserde dilin demirin yüksek ısıda bükülmesi gibi bir emekle aktarılması hissi romandaki kurguyu kozmik bir laboratuara çevirir; Havuç, maddi başarıyı simgeler. Vaat edilmiş, genellikle hayali bir ödül. Havuç bir dilektir, bir yalan, bir rüyadır. O açıdan bakıldığında, parfümle ortak bir yanı vardır. Ama pancar, pancar proleterdir, anında hazırdır ve gösterişten
uzak bir biçimde de ürkütücüdür. Pancarın bir parfümcüye getirdiği mesaj nedir? Ona o şık, özenti, seçkin tavırların artık sonunun geldiğini mi söyler? Daha doğal, dünyasal, doğrudan bir yaklaşımın kendisi için kârlı olacağına mı ima eder? Bu pancar, bu amber, madencinin bir kanlı gözü, bakışın deldiği bu elma, bir uyarı mıdır, yoksa dursa bir öğüt müdür? Eserde buna benzer metafor ve anlatımlar Tom Robbins’in ‘’dil atölyesi’’nde sık
sık karşılaştığımız örneklerdir.

Kral Alobar’ın ölümsüzlük ütopyası romanın kurgusal omurgasını oluştursa da, keçi ayaklı ve bereket tanrısı Pan,sırrı yıllarca nesilden nesile aktarılan parfümün içindeki gizli orta nota öğeleriyle okuyucuya ayrıca keyifli ayrıntılar sunar.Robbins ölümsüzlüğü doğada canlının var olmasını sağlayan maddeleri olan hava,su toprak ve ateş ile açıklar.

1) Hava – doğru nefes almayı bilmiyoruz; oksijene muhtacız, ancak hayati olan oksijen bir taraftan da vücutta oksitlenmeye yani hücrelerin paslanmasına yol açıyor. Bunun için doğru şekilde (derin ve yavaş) nefes almayı bir alışkanlık haline getirmek gerekiyor.
2) Su – vücut ısısını azaltmak, ölümü komple ortadan kaldırmasa da yavaşlatır. Arka arkaya sıcak ve soğuk su banyoları yapmak, kanın önce deri yüzeyine yaklaşmasını sonra da soğuyarak vücuttaki harareti düşürmesini
sağlar. Bu döngü düzenli tekrarlandıkça vücudun bağışıklık sistemi kuvvetlenir.
3) Toprak – besinin anası topraktır. Topraktan çıkan basit yiyecekleri, az az ve sık sık yemek vücudu yormadan besler.
4) Ateş – insanın genleri kendini devam ettirme üzerine programlanmıştır ve seks hayatı bittiğinde genler görevini yaptığına inanarak kendini salar.

Robbins bu temel dört madde ile en önemli sırrı şu şekilde aktarır; “…yalnızca mantıkla mücadele ettikleri, ruh ve kalp konusunda ilerleme kaydedemedikleri için gerçek ölümsüzlük onlara nasip olmayacak.” Burada asıl önemli olan insanın varlığını sürdürmesinin ruhunu ne kadar beslediğiyle direk alakalı olmasıdır. İnsanı ruh taşır.

Robbins parfümün asıl gizemini pancarın sırrı ile açıklar; “Pancar, sebzelerin en keskinidir. (…) Pancar aslında melankolik bir sebzedir. Istırap çekmeye onun kadar isteklisi yoktur. Örneğin insan şalgamı ne kadar sıksa,
kanatamaz.”Pancar, (diğer sebzelerin aksine) vücudu, ona girdiği renkte terk eder. Doğduğumuz zaman yuvarlak, keskin, saf bir yüzümüz vardır. İçimizde evren bilincinin kırmızı ateşi yanar durur. Ama yavaş yavaş bizi, analar babalar yer, okullar yutar, sosyal kuruluşlar emer. (…) Sindirildiğimiz zaman, pis bir kahverengi tonunda çıkarız. Pancardan almamız gereken esas ders şudur: İnsan, yanağındaki ilahi renge, içindeki doğal pembeliğe sarılmalı, yoksa kahverengiye dönüşür.”

Toparlarsak; Tom Robbins ‘’Parfümün Dansı’’ romanında aslında bizi yaşamla yüzleştirir. İnsanın doğasındaki zorluklar ve acılar gerçekten bir yazgı mıdır? Ölüm bizim asıl gerçekliğimiz midir? Yaşamımızı kısaltan nedenler bedenimize yüklediğimiz fazlalıklar olabilir mi? Kral Alobar’ın asıl derdi bu sorulara yanıt aramaktır. Tahta kalabilmek için kabilenin saçında üç beyaz kılın beyaz olmasını öldürme nedeni görmesi Alobar’ın bu geleneğe karşı savaş başlatmasına neden olur.

Bir kralın yaşamı uğruna ‘’kendi yasası’’nı ortadan kaldırmamaya soyunması, insanın hayatta kalması için verdiği mücadelenin belki de ironik bir veçhesidir.

Keçi ayaklı bereket tanrısı Pan’a göre ‘’insanları sınırlayan tanrılar değildir. İnsanları sınırlayan insanlardır.’’

Yazıyı nasıl buldunuz?

Oy için yıldıza tıkla!

Ortalama Oy / 5. Oy Sayısı

Oyu yok

We are sorry that this post was not useful for you!

Let us improve this post!

Tell us how we can improve this post?

Paylaşarak destek olabilirsiniz!
Previous Post

Deniz’in Ağıdı / Galip Uçar

Next Post

Masal / Murat Halıcı

Kazım Aldoğan

Kazım Aldoğan

Kazım Aldoğan Kimdir? 1964 yılında Kahramanmaraş’a bağlı Pazarcık İlçesinde doğdu.1988 yılında Çukurova Üniversitesi’nden mezun oldu.15 yıl özel sektörde yöneticilik yaptı.2006-2018 yılları arasında Mersin’de kitap ve yayıncılık alanında yöneticilik yaptıktan sonra emekli oldu.Şu anda SonsesTV.com’da yazılar yazmaktadır.Sözyüzü,Mersin Edebiyat ve Sanat Dergisi ve Lacivert dergilerinde kitap eleştirisi üzerine yazıları yayınlandı.NİLTV’de Baha Akıner ve Hüseyin Sungur ile birlikte EDEBİYAT SOHBETLERİ adlı programda edebiyat üzerine yorumlar yapmaktadır. Yakın bir tarihte ,Kitap ve Kültürel Eleştiri yazılarından oluşan bir incelemesi çıkacak.

Next Post
Biraz Gülümseme Aşır Kendinden / Murat Halıcı

Masal / Murat Halıcı

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

No Result
View All Result

Hakkımızda

Kibele Kültür Sanat Logo

Kibele Kültür Sanat

Merhaba sevgili okur.

Mitolojide Tanrıların anası olarak bilinen Tanrıça Kibele’nin anaç, üretken, hayatın devamını sağlayan özelliklerinin uğruna inandık. Ve onun adını kullanıp Kibele Sanat olarak edebiyatta biz de varız dedik. Edindiğimiz misyonla amacımız; bizden önceki kalem ustalarımızın bayrağını, gelecek kuşaklara ulaştırmak. Çünkü edebiyat dünya tarihini içinde barındıran devasa bir ansiklopedidir… Devamını Oku

Arşivler

  • Mayıs 2025
  • Nisan 2025
  • Mart 2025
  • Şubat 2025
  • Ocak 2025
  • Aralık 2024
  • Kasım 2024
  • Ekim 2024
  • Eylül 2024
  • Ağustos 2024
  • Temmuz 2024
  • Haziran 2024
  • Mayıs 2024
  • Nisan 2024
  • Mart 2024
  • Şubat 2024
  • Ocak 2024
  • Aralık 2023
  • Kasım 2023
  • Ekim 2023
  • Eylül 2023
  • Ağustos 2023
  • Temmuz 2023

Kibele Kültür Sanat Logo

Kategoriler

  • Anlatı
  • Araştırma
  • Deneme
  • Genel
  • Hakkımızda
  • İnceleme
  • Kitap İncelemeleri
  • Masal
  • Öykü
  • Roman
  • Şiir
  • Sinema
  • Sizden Gelenler
  • Söyleşi
  • Tiyatro
  • Yeni Çıkanlar

Son Yazılar

  • Düz Vatandaş / Ali Kemal Alagöz
  • Acıyor Anne / Ayfer Kayaaltı
  • Ellerimde Saçların Asmin / Adem Tok
  • Senin Gözlerin / Sosyal Düşünür
  • Sular Üzerinde / Yiğit Metehan

Copyright © 2024 Kibele Kültür Sanat. Tüm Hakları Saklıdır.

No Result
View All Result
  • Hakkımızda
  • Kadromuz
  • Dergiler
  • Galeri
  • E-Dergi
  • Yazılar
    • Edebiyat
      • Şiir
      • Roman
      • Öykü
      • Deneme
      • İnceleme
      • Anlatı
      • Araştırma
    • Kitaplar
      • Kitap İncelemeleri
      • Yeni Çıkanlar
    • Tiyatro
    • Sinema
  • Yazarlar
  • İletişim
  • Üye Ol

Copyright © 2024 Kibele Kültür Sanat. Tüm Hakları Saklıdır.