• Destek
  • Üye Ol
  • Yazar Girişi
  • Abone Ol
0 553 423 00 17 kibelekulturs@gmail.com
Kibele Kültür Sanat Dergisi | Hayatı Doğuran Sanat  |  Hatice DÖKMEN
  • Hakkımızda
  • Künye
  • Dergiler
  • Galeri
  • E-Dergi
  • Yazılar
    • Edebiyat
      • Şiir
      • Roman
      • Öykü
      • Deneme
      • İnceleme
      • Anlatı
      • Araştırma
    • Kitaplar
      • Kitap İncelemeleri
      • Yeni Çıkanlar
    • Tiyatro
    • Sinema
  • Yazarlar
  • İletişim
  • Üye Ol
No Result
View All Result
  • Hakkımızda
  • Künye
  • Dergiler
  • Galeri
  • E-Dergi
  • Yazılar
    • Edebiyat
      • Şiir
      • Roman
      • Öykü
      • Deneme
      • İnceleme
      • Anlatı
      • Araştırma
    • Kitaplar
      • Kitap İncelemeleri
      • Yeni Çıkanlar
    • Tiyatro
    • Sinema
  • Yazarlar
  • İletişim
  • Üye Ol
No Result
View All Result
Kibele Kültür Sanat Dergisi | Hayatı Doğuran Sanat  |  Hatice DÖKMEN
No Result
View All Result
Home Deneme

Yüzleşme / Bekir Dalgıç

Ben by Ben
6 Nisan 2025
in Deneme
0
Yüzleşme / Bekir Dalgıç
0
SHARES
98
VIEWS
Share on FacebookShare on Twitter

 Kendimi hastanede görüyorum bazen. Kırış kırış, gri bir çarşafın üzerinde kuru bir yaprak gibi buruşuk, cılız ve solgun. Nefessiz yatarken görüyorum suretimi öyle çarpık çurpuk, çaresiz, iki büklüm. Derken birden sıçrıyıp olduğum yerde, sıyrılıyorum  düşüncemden görünmez bir el sertçe silkeleyince ruhumu.
Ve sonra…
Bir koşu eve varıyorum. Pek de uzaklaşabildiğim söylenemez zaten. İçeri atıyorum bedenimi bir hışımla. Atar atmaz da derhal yatak odamdaki gardırop aynasının karşısına geçip yansımamla yüzleşiyorum. Sık sık olur oldu bu yüzleşmelerim, artık alıştım. Bu arada bir de ne gariptir ki sürekli yer değiştiriyor evimdeki eşyalarım, benden bağımsız. Bunu yeni farkettim. Sanki kendine bir yer arıyor gibi koltuk, karyola, vitrin. Oda oda geziyorlar durmadan. Bazı geceler de inanmazsınız yatıyorum yatağıma, yürüyor yatağım. Sabah oluyor, başka bir ev de  uyanıyorum. Belki ben de başka bir ev de başka bir yer arıyorumdur kendime. Kimbilir?…
Önce karşımdaki kişiyi iyice bir süzüyorum aynada, tepeden tırnağa inceliyorum onu. Kısık kısık bakan, ıışığa duyarlı iki kurt gözü, kemerli bir burun, ince iki dudak tam olması gerektiği yerde, ortası oyuk traşlı bir çene ve sol kulakta küçük bir kertik (anne yadigarı.) Görüyorum ki her şey yerli yerinde, biraz rahatlıyorum tabi. Derin bir nefes alıyorum lakin devir kötü. Pek görüntüyede aldanmamak gerek. Malum teknoloji epeyce bir gelişti ve gerçeğini sahtesinden ayırt etmek pek bir hayli güçleşti.
Acaba bu ben miyim diyorum kendi kendime?
Bir soru sorsam ne cevap verirdi acaba?
“kimsin sen?”
Soruma soru ile karşılık veriyor uyanık.
“dostum dalga mı geçiyorsun sen benimle, bu neyin kibri?”
fakat yine aynı şeyi yapıyor saygısızca.
“Bir soru sordum sana cevap versene, neden papağan gibi sözlerimi tekrarlayıp duruyorsun?”
Bir süre dik dik bakıştıktan, birbirimizi tekrar tekrar süzüp, ölçüp tartıp hakkımızda bir kanaate varmaya çalışıtıktan sonra tekrar diyalog kurma gereği duyuyor, lakin bu defa ilk hamleyi ondan bekliyorum fakat nafile. Benden bir şeyler söylememi bekler gibi boş boş suratıma bakıyor.

Tekrar söze başlıyorum mecburen;
“Merhaba dostum nasılsın”
“Merhaba dostum nasılsın” diyor.
“İyiyim teşekkür ederim” deyincede aynı nezaketi göstererek “iyiyim” deyip teşekkür ediyor bana.
Tabi bu beni az da olsa yumuşatmıyor  değil fakat hâlâ tavrırlarında bir alaycılık, bir lakâytlık seziyorum onun.
Sonra da diyorum ki içimden “aman be sen de! kim dört dörtlük şu dünyada ki şu zavallı olsun!.”
En azından beni olduğum gibi kabul edip o şekilde davranıyor.
“Görüşürüz, hoşçakal” diyerek yanından ayrılıp rutin hayatıma geri dönüyorum.
Ben öyle asabi bir adam değilimdir aslında ama ne bileyim. Bazen kendimi kaybediyor, türlü sıkıntılar içinde bocalarken unutuyorum hızla akan hayatın içinde eses benliğimi.  O’nu görmediğim veya hatırlamadığım zamanlarda ise aslında gayet sakin, sessiz, mülayim bir insanımdır bile diyebilirim sizlere. Ama bence bu sükunet iyi bir şey değil kendi adıma.

Toplum içinde kaybolur, ne bileyim böyle çok önemli biriymişim gibi falan  zannederim kendimi. Ya da tam aksi değersiz, basit, sıradan. Abarmıyorum gün olur yerin dibine bile giresim gelir.
Yani mesela bazı zamanlar güya o kadar yakışıklıyımdır ki görünüşte, kaldırımda yürürken diyelim, herkes gözucuyla beni takip eder. Yanlarından geçerken erkekler gıptayla izlerler beni, kadınlar tutkuyla ve hatta ihtirasla bakarlar yüzüme yüzüme. Saygıyı hak eder her hareketim, her tavrım. Böyle düşünürüm  her nedense.
Bazen de hiç insan içine çıkasım gelmez. Biri bana laf atacak, bir soru soracak veyahut telkinde bulunacak diye kapanır giderim içime. Bir rutine kapılır, unuttukça unutur giderim kim olduğumu. Benden bağımsız, içine sığmaya zorunlu hissettiğim bu kalıp ve yaşamak durumunda kaldığım paralel dünyalarımda yaşarım tekrar hatırlayana değin gerçeği.

 Bu deliliktir belki ama aynı zamanda belki bu deliliktir beni hayata bağlayıp hayatta tutan yegane şey.
Bir çamaşır makinesı olsam ama buzdolabı zannetsem kendimi ne değişir?  İçimde kirli çamaşırlar olduğu halde türlü gıdaların var olduğunu zannetsem.  Zihnim bana olduğum kişiyi unutturup kişiliğjmi olmasını istediği kişiliğe büründürüyorsa ve bu realiteyi dayatıyorsa bana, elimden ne gelir?
Yaşamak zorunda olduğumuz şu hayatta bizi her ana alıştırıp sefaleti olağan olarak, olağanı ise sefalet  olarak gösteren bir sürü duşünce ile çatışmak ne zor.

 Bu kaçınılmaz varoluşsal sancılar içerisinde, insana neyin gerekli olduğunu anlamak ve bunu arayıp bularak huzura ulaşmak en büyük başarıdır diye düşünüyorum. Hayatımın geri kalanında en azından ucundan kıyısından da olsa hakikati yakalamak ve bırakmamak gayesiyle, henüz ondan tamamen kopmamışken.

Bekir Dalkıç

Yazıyı nasıl buldunuz?

Oy için yıldıza tıkla!

Ortalama Oy / 5. Oy Sayısı

Oyu yok

We are sorry that this post was not useful for you!

Let us improve this post!

Tell us how we can improve this post?

Paylaşarak destek olabilirsiniz!
Previous Post

00.01 / Ömür Durmuş

Next Post

Madam Petri / Murat Halıcı

Ben

Ben

1992 Antalya doğumluyum. Babam bir kamu kurumundan işçi emeklisi, annem ise ev hanımıdır. Akdeniz Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Elektrik-Elektronik Mühendisliği Bölümü mezunuyum. Şiire ve edebiyata lise yıllarında Edebiyat Öğretmenim Sn. Tevfik Kurt sayesinde ilgi duymaya başladım. O'nun teşfiği ile bir kütüphaneye üye oldum ve bir çok klasik eser okuma şansı elde ettim. Şu anki dünya görüşüm de bu sayede şekillendi diyebilirim. Aynı zamanda şiir, kompozisyon ve denemeler yazarak da kendimi ifade etme yöntemleri aradım. Daha sonraki yıllarda ise şiire biraz daha fazla ağırlık verdim. Halen çalışmakta olduğum firmadaki çalışma saatlerimden arda kalan vaktimin bir kısmını şiire ayırmaktayım. Çok arkadaşım olmasına rağmen genelde evde durmayı tercih ederim. Daha çok resim sergileri, müze ve ören yerleri gezmek, tiyatro izlemek, kült filmler izlerken doğayla bütünleşmek için gezilere katılmaktan hoşlanırım.

Next Post
Madam Petri / Murat Halıcı

Madam Petri / Murat Halıcı

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

No Result
View All Result

Hakkımızda

Kibele Kültür Sanat Logo

Kibele Kültür Sanat

Merhaba sevgili okur.

Mitolojide Tanrıların anası olarak bilinen Tanrıça Kibele’nin anaç, üretken, hayatın devamını sağlayan özelliklerinin uğruna inandık. Ve onun adını kullanıp Kibele Sanat olarak edebiyatta biz de varız dedik. Edindiğimiz misyonla amacımız; bizden önceki kalem ustalarımızın bayrağını, gelecek kuşaklara ulaştırmak. Çünkü edebiyat dünya tarihini içinde barındıran devasa bir ansiklopedidir… Devamını Oku

Arşivler

  • Temmuz 2025
  • Haziran 2025
  • Mayıs 2025
  • Nisan 2025
  • Mart 2025
  • Şubat 2025
  • Ocak 2025
  • Aralık 2024
  • Kasım 2024
  • Ekim 2024
  • Eylül 2024
  • Ağustos 2024
  • Temmuz 2024
  • Haziran 2024
  • Mayıs 2024
  • Nisan 2024
  • Mart 2024
  • Şubat 2024
  • Aralık 2023
  • Eylül 2023
  • Ağustos 2023
  • Temmuz 2023

Kibele Kültür Sanat Logo

Kategoriler

  • Anlatı
  • Araştırma
  • Deneme
  • Genel
  • Hakkımızda
  • İnceleme
  • Kitap İncelemeleri
  • Masal
  • Öykü
  • Roman
  • Şiir
  • Sinema
  • Sizden Gelenler
  • Söyleşi
  • Tiyatro
  • Yeni Çıkanlar

Son Yazılar

  • Kalbime Tuz Bırakıyor Karıncalar
  • Türküm
  • Sadece Aşk
  • Işık ve Gölge
  • Dada Kahverengisi Denizlerden Bir Sahne / Galip Uçar

Copyright 2023 - 2025 Haziran K İ B E L E Kültür Sanat Dergisi Limited Şirketi All Right Reserved. Developer by Fedora Bilişim Teknolojileri İnternet Danışmanlık Hizmetleri Basım Yayın Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi. Bu sitede yayınlanan ses, görüntü, yazı içeren bilgi ve belge, hiçbir şekilde kullanılamaz, izinsiz kopyalanamaz. Tüm hakları K İ B E L E Kültür Sanat Dergisi Limited Şirketi'ne aittir.

KİBELE Abone
No Result
View All Result
  • Hakkımızda
  • Künye
  • Dergiler
  • Galeri
  • E-Dergi
  • Yazılar
    • Edebiyat
      • Şiir
      • Roman
      • Öykü
      • Deneme
      • İnceleme
      • Anlatı
      • Araştırma
    • Kitaplar
      • Kitap İncelemeleri
      • Yeni Çıkanlar
    • Tiyatro
    • Sinema
  • Yazarlar
  • İletişim
  • Üye Ol

Copyright 2023 - 2025 Haziran K İ B E L E Kültür Sanat Dergisi Limited Şirketi All Right Reserved. Developer by Fedora Bilişim Teknolojileri İnternet Danışmanlık Hizmetleri Basım Yayın Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi. Bu sitede yayınlanan ses, görüntü, yazı içeren bilgi ve belge, hiçbir şekilde kullanılamaz, izinsiz kopyalanamaz. Tüm hakları K İ B E L E Kültür Sanat Dergisi Limited Şirketi'ne aittir.