• Destek
  • Üye Ol
  • Yazar Girişi
  • Abone Ol
0 553 423 00 17 kibelekulturs@gmail.com
Kibele Kültür & Sanat Dergisi | Hayatı Doğuran Sanat  |  Hatice DÖKMEN
  • Hakkımızda
  • Kadromuz
  • Dergiler
  • Galeri
  • E-Dergi
  • Yazılar
    • Edebiyat
      • Şiir
      • Roman
      • Öykü
      • Deneme
      • İnceleme
      • Anlatı
      • Araştırma
    • Kitaplar
      • Kitap İncelemeleri
      • Yeni Çıkanlar
    • Tiyatro
    • Sinema
  • Yazarlar
  • İletişim
  • Üye Ol
No Result
View All Result
  • Hakkımızda
  • Kadromuz
  • Dergiler
  • Galeri
  • E-Dergi
  • Yazılar
    • Edebiyat
      • Şiir
      • Roman
      • Öykü
      • Deneme
      • İnceleme
      • Anlatı
      • Araştırma
    • Kitaplar
      • Kitap İncelemeleri
      • Yeni Çıkanlar
    • Tiyatro
    • Sinema
  • Yazarlar
  • İletişim
  • Üye Ol
No Result
View All Result
Kibele Kültür & Sanat Dergisi | Hayatı Doğuran Sanat  |  Hatice DÖKMEN
No Result
View All Result
Home Anlatı

Kadın Olmak / Ulviye Kara Akcoş

Ulviye Akcoş by Ulviye Akcoş
12 Mart 2025
in Anlatı
0
Kadın Olmak / Ulviye Kara Akcoş
0
SHARES
5
VIEWS
Share on FacebookShare on Twitter

Erselik olmayan her canlının bir dişisi ve bir erkeği vardır. Bu ikili; sadece çoğalmak  için değil, birliktelikten, karşılıklı temastan, bütünleşmekten keyf aldıkları ve birbirini tamamlamak güdüsüne uyarak farklı şekillerde beraber olurlar. Bazen birlikteliğe zorlanırlar, bazen de sosyal hayat onları ortak alanda buluşturur. Bu buluşmalar neden bir güç savaşına dönüşür? Neden meyve ile çekirdeği gibi birlikte uyum içinde yaşanılmaz?
Yazımı genişletmeden ;  kadını, önce insan olarak gören, kabul eden,  ruhsal ve fiziksel özelliklerimizi bilen, yaratılış özelliklerimize saygı duyup  bizlerle uyum içinde yaşamak isteyen, tüm erkeklere seslenmek isterim. Bu arada;  şahit olduğum ve hiç unutamadığım bir olayı, anlatmadan geçmiyeyim. Yıllar önce taksim meydanında  kızımla dolaşıyorduk. Ana caddeden bize doğru kalabalık bir feminist grubun slogan atarak geldiklerini görünce orada bulunanlarla birlikte kenara çekilip onlara yol verdik. Ben pankartları okumaya çalışıyorum.( Kadına şiddete hayır!), (Haklıyız! Hakkımızı alacağız.), (Erkek egemen toplum olmayalım!) v.s Yanımda da; iki bey konuşuyorlar. Biri ( Şu hale bak! Kadınlarımıza şunu yaşatıyoruz ya, yazıklar olsun bize.) diyor. Diğer  bey, umursamaz bir ifadeyle ( Bırak abi yaa! Bunlara acınır mı? Bu kadınlar var ya , bu kadınlar. Koca bulamamış, evde kalmış erkek düşmanı karılar. Bizim karıları da gaza getiriyorlar. )  konuşmaya devam ederek uzaklaştılar. Bu iki cümle beni içine çekti. Zaman zaman üzerinde düşünür oldum. HER NE KADAR YANLIŞ BİR KONUMLAMA İLE KADIN VE ERKEK KUTUPMUŞ GİBİ LANSE EDİLİYOR İSE DE; KADIN VEYA ERKEK FARKETMİYOR, HER BİRİMİZİN DÜNYAYA, CİNSELLİĞE, İNSANLIĞA BAKIŞI FARKLI. Yani, erkeklerin de hepsi aynı görüş ve aynı düşüncede değiller.  Onlar da farklı çevrelerde farklı eğitim alarak yetişiyorlar. Kadına saygı duyan hak veren de var … Kadını hiç sayan da düşmanca davranan da..  Ben işte o, bize değer veren, haksızlık etmeyenlere seslenmek istiyorum.  Aranızdaki kadın düşmanlarına gelin birlikte (Dur!) diyelim. Biz sizi seviyoruz. Sizlerle eşit şartlarla, aynı yolda, aile olmak, evlatlarımızı yetiştirmek istiyoruz.
Bugün burada konumuz kadın. İnsan haklarına zaten doğuştan sahip olan kadın. Cinsel ayırımcılık olmasa, sorun da olmayacak. Kadın erkek el ele( insan olmayı) konuşacağız.  Ama  cinsel ayırımcılık var. Hem de her yerde, her zaman! Kadın ile erkeği karşılaştırmak son derece yanlış, son derece adaletsiz, ama ne yazık ki dünyanın her yerinde bu yapılıyor. Kadın güçsüz ve korunmaya muhtaç kabul ediliyor. Gerçekten öyle mi? Değilse, yanlışlık nerede?
KADIN  deyince, yelpaze çok geniş. Kadın sorunlarının ucu bucağı yok. Zira; her kadın, yaşadığı coğrafya, doğup büyüdüğü aile ve çevre, fiziksel ve ruhsal özellikleriyle, genleriyle, kaderi planıyla  ayrı bir dünya. Her birine ayrı doktor, ayrı reçete gerek.  Ortak sorunlar belli başlıklar altında  toplanıyor ama çözüm hep ayrı ayrı. Erkekler de öyle!
İnsan türü, dünyanın hemen hemen her yerinde, özellikle de taassubun, dini inançların baskın olduğu bölgelerde bu tür sorunları daha fazla yaşıyor. Kadınlar, kendi içinde örgütlenip haklarını korumak zorunda kalıyorlar.  Çünkü işin içinde; diğer mağduriyetlerin yanı sıra; şiddet var , taciz var, cinayet var.
Bana göre, işin temeli varoluşta başlıyor.  Yaratıcı güç,  daha doğarken kadın bedenine yaşam yükünün  daha fazlasını yüklemiş.( Vardır elbet bir sebebi ! ) Kadının kadınlığı derinlere gömülmüşken, erkeğin erkekliği ön plana çıkarılmış. Bu bir dezavantaj da olabilecekken, erkek cinsi, cinsel yanının ön planda olmasını, kaba gücünü de kullanarak avantaja çevirmiş.  Cinsel birleşmelerin faturası, daha en başta kadına yüklenmiş. Kadın her ay regl olacak,  kadın hamile kalacak, kadın doğuracak, kadın besleyecek ve kadın insan türünün devamını, erkeğin  az biraz katkısıyla ömür boyu sürdürecek taşıyacak.
Ortada erkek olmasa bile tek bir spermle aşılanarak, bu ağır görevi tek başına yapar mı yapar!
Rahim; insan bedeninde dışarıyla teması olan tek iç organ. O da kadın bedeninde yer almış.
Bilimsel araştırmalara göre kadın, genellikle her doğumda yaklaşık 26 kemiğin aynı anda kırılmasına denk bir sancı yaşıyor ve bunu bile bile , tekrar tekrar doğum yapıyor. Dünyada yirmi yedi kez doğum yapmış kadın var. Böyle muhteşem bir varlığa güçsüz denebilir mi? Eğer erkeklerin doğum yapma imkanı olsa; sizce  kaç erkek bu riski göze alır? Böyle bir ihtimal gerçek olsa ; İNSAN NESLİ   TÜKENİR  Mİ TÜKENMEZ Mİ?
Erkek; o tek bir spermi,  kadının karşısında güç olarak kullanamazsa varlığının hiçbir anlamı kalmayacak. Sperm de ; öyle ömür boyu taşıyabildiği  bir güç değil. Ergenlikte başlayacak, ellili atmışlı yaşlara yaklaşınca hem azalacak hem  kalitesi düşecek. Yaş daha da ilerleyince o gururla taşıdığı organı, eğer prostad  sorunu da olmazsa , sadece  işemek için kullanacak. Ne hazin bir son değil mi?  Yok ,erkeğin yaşlanması onu daha karizmatik yapıyormuş, yok, saçlarına düşen aklar ona olgunluk veriyormuş. Yaşlı erkeğin yanına  genç kadın yakışıyormuş da; yaşlı kadın genç erkekle beraber, olunca abes kaçıyormuş …Hadi ordan canım… Hadi ordan!
Feminizm konusunda dünya kadınları hassas. Dernekler harıl harıl çalışıyor. (Kadın hakları.) hep gündemde. Niye? Çünkü kadınlar öldürülüyor, kadınlar şiddet görüyor, küçük yaşta kız çocuklarının eğitimi engelleniyor, çocuk gelin olmak zorunda kalıyorlar… Erkekler bunu kendi egemenliklerini korumak  için yapıyorlar da; kadınların bir çoğu buna neden çanak tutuyorlar? Buyrun cevap verin! Aslında zayıf olan, güçsüz olan erkek , bunun farkında ve bunu örtbas etmek için  sürekli bir üstünlük kurma çabasında olamaz mı?. Tek üstün yönü olan, fiziksel gücü öne çıkarıyor. Kabalaşıyor, hainleşip  şiddete yöneliyor. Toplum onun egosunu beslemeye obezleştirmeye meyilli.  Kadın naif, kadında romans var, kadın yapıcı, kadın uyumlu.
Biz kadınlar; kendi değerimizin, taşıdığımız yükün  farkında olalım. Küçük yaşta bize biçilen kılıfı yırtmıyoruz. Yıkanan beynimize format atmıyor, fabrika ayarlarımıza dönemiyoruz. Kendi içimizde bile bir bütün olamıyoruz.
Yakın zamanda  (Yaşını Gösteren Kadınlar ) adlı ekip çalışmasını gururla ve keyifle okudum. Kitabın sonlarına yaklaşıyorum. Her sayfada, ister istemez her  satırda kendimi aramaya başladım…Ben de kadınım ya! Oralarda, bir yerlerde  ben de olmalıyım diye düşündüm… Aradım, taradım…YOK!  Kendimi bulamadım. Çünkü; kitabı hazırlayan ekibin en yaşlısı yaklaşık  65 yaşlarında… Oysa ben 80 yaşıma girmek üzereyim! Yani yaşlanmaya başlayan kadınlar var, az yaşlanmış kadınlar var,  yaşlanmış kadınlar da var belki bu kitapta. Yapyaşlı, en yaşlı kadınlar,   daha daha yaşlı kadınlar öteki sırada!
Çünkü onlar, ununu elemiş, eleğini duvara asmış kadınlar. Çünkü onların çoğu bilgisayar kullanamıyor, hatta okuma yazma bile bilmiyor! Çünkü onlar, derdini anlatabilen kadınların kaderini olumsuz etkileyen, erkek egemenliğine (Hayır!) diyemeyip boyunduruk altında yaşayan, kızlarını koruyamayan kadınlar. Onlar, feminist kadınlar içinde yer alamayan, öteki kadınlar.   Sayfalar azalıp kitabın sonuna yaklaştıkça bana ait duygular da tek tek önüme çıkmaya başladı … Sorunu farklı açılardan daha rahat görür oldum. Birkaç cümle de benden olsun diyesim geldi. Böyle bir projede olmayı gerçekten çok isterim.
Kadın deyince; çadır çok geniş, öyle birkaç kitaba sığacak gibi görünmüyor bence…
Bir de; kadınların kendi içlerinde yaşadıkları  sorunları görmek gerek. Anne; kızını babasına, evin diğer erkeklerine şikayet ederse, dolaylı baskı uygulatırsa, gelin kaynana, gelin görümce,  elti  ve kız arkadaşlar, kız kardeşler arasında  dayanışma olmazsa, kadın kadının yuvasını yıkarsa, birlikteliğine zarar verirse, kadına kadından zarar gelirse; değil yılın belli günlerini kadın sorunlarına ayırmak, yılın 365 günü bizim olsa, biz bu sorunlarla baş edemeyiz.
Artık bu dönem kapanmalı.
Hiçbir kadın eğitimden mahrum bırakılmamalı.
Kanunlar önünde kadın _erkek eşitliği sağlanmalı.
Her kadının, işi ve sosyal güvencesi olmalı.
Hiçbir kadın  şiddete maruz kalmamalı.
Kadın, kadınlığını, gücünü farkındalıkla yaşamalı.
Kadına kadından da zarar gelmemeli.
Erkek egemenliği son bulmalı.
Kadına değer ve destek  veren erkekler bu kaosun dışında tutulmalı.  Onlarla işbirliği yapılmalı.
Yeni adil dünya düzenini kurmaya varsanız? Sıvayın kolları!

Yazıyı nasıl buldunuz?

Oy için yıldıza tıkla!

Ortalama Oy / 5. Oy Sayısı

Oyu yok

We are sorry that this post was not useful for you!

Let us improve this post!

Tell us how we can improve this post?

Paylaşarak destek olabilirsiniz!
Previous Post

Köpüklü Hikaye / Serap Alsirt

Next Post

Üşümen Normal / Mir Murat Demir

Ulviye Akcoş

Ulviye Akcoş

ÖZGEÇMİŞ Beş çocuklu memur ailenin dördüncü çocuğuyum. Annem Bulgaristan muhaciri, babam Kırım tatarı. Sivas' ta doğup ilk ve orta öğrenimimi orada yaptım. Denizli Kız İlköğretmen Okulu'ndan mezunum. Okuma ve yazma tutkum küçük yaşlarda başladı. Tüm gelirini Koruncuk Vakfı ve Türkan Saylan Vakfı' ndaki sahipsiz çocuklara bağışladığım BİR ŞANS DAHA (şiir) , DURUŞ ( öykü) adlı iki kitabım var. Anadolu Üniversitesi' nde önlisans eğitimi aldım. Bursa Çalı Bucağı, Balıkesir Bandırma ve köylerinde öğretmenlik ve idarecilik yaptım. Türkçe öğretimi, senaryo yazımı, yazarlık konularında kurslara ve seminerlere katıldım. Roman ve senaryo denemelerim var. Kızımın açtığı kreş ve etüt merkezinde yöneticilik ve öğretmen olarak çalıştım. Bir kız , bir erkek çocuğum, üç torunum var. Ümit Akcoş ile evliyim. Yerel gazetede sosyal içerikli köşe yazıları yazıyorum. ULVİYE KARA AKCOŞ

Next Post
Üşümen Normal / Mir Murat Demir

Üşümen Normal / Mir Murat Demir

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

No Result
View All Result

Hakkımızda

Kibele Kültür Sanat Logo

Kibele Kültür Sanat

Merhaba sevgili okur.

Mitolojide Tanrıların anası olarak bilinen Tanrıça Kibele’nin anaç, üretken, hayatın devamını sağlayan özelliklerinin uğruna inandık. Ve onun adını kullanıp Kibele Sanat olarak edebiyatta biz de varız dedik. Edindiğimiz misyonla amacımız; bizden önceki kalem ustalarımızın bayrağını, gelecek kuşaklara ulaştırmak. Çünkü edebiyat dünya tarihini içinde barındıran devasa bir ansiklopedidir… Devamını Oku

Arşivler

  • Mayıs 2025
  • Nisan 2025
  • Mart 2025
  • Şubat 2025
  • Ocak 2025
  • Aralık 2024
  • Kasım 2024
  • Ekim 2024
  • Eylül 2024
  • Ağustos 2024
  • Temmuz 2024
  • Haziran 2024
  • Mayıs 2024
  • Nisan 2024
  • Mart 2024
  • Şubat 2024
  • Ocak 2024
  • Aralık 2023
  • Kasım 2023
  • Ekim 2023
  • Eylül 2023
  • Ağustos 2023
  • Temmuz 2023

Kibele Kültür Sanat Logo

Kategoriler

  • Anlatı
  • Araştırma
  • Deneme
  • Genel
  • Hakkımızda
  • İnceleme
  • Kitap İncelemeleri
  • Masal
  • Öykü
  • Roman
  • Şiir
  • Sinema
  • Sizden Gelenler
  • Söyleşi
  • Tiyatro
  • Yeni Çıkanlar

Son Yazılar

  • RAYLARIN GÖLGESİ / GİZEM ENGİN
  • İçimizdeki Mia / Elif Kahriman
  • Çöl / Murat Halıcı
  • Masal / Murat Halıcı
  • Bir Ölümsüzlük Ütopyası;Parfümün Dansı / Kazım Aldoğan

Copyright © 2024 Kibele Kültür Sanat. Tüm Hakları Saklıdır.

No Result
View All Result
  • Hakkımızda
  • Kadromuz
  • Dergiler
  • Galeri
  • E-Dergi
  • Yazılar
    • Edebiyat
      • Şiir
      • Roman
      • Öykü
      • Deneme
      • İnceleme
      • Anlatı
      • Araştırma
    • Kitaplar
      • Kitap İncelemeleri
      • Yeni Çıkanlar
    • Tiyatro
    • Sinema
  • Yazarlar
  • İletişim
  • Üye Ol

Copyright © 2024 Kibele Kültür Sanat. Tüm Hakları Saklıdır.