• Destek
  • Üye Ol
  • Yazar Girişi
  • Abone Ol
0 553 423 00 17 kibelekulturs@gmail.com
Kibele Kültür & Sanat Dergisi | Hayatı Doğuran Sanat  |  Hatice DÖKMEN
  • Hakkımızda
  • Kadromuz
  • Dergiler
  • Galeri
  • E-Dergi
  • Yazılar
    • Edebiyat
      • Şiir
      • Roman
      • Öykü
      • Deneme
      • İnceleme
      • Anlatı
      • Araştırma
    • Kitaplar
      • Kitap İncelemeleri
      • Yeni Çıkanlar
    • Tiyatro
    • Sinema
  • Yazarlar
  • İletişim
  • Üye Ol
No Result
View All Result
  • Hakkımızda
  • Kadromuz
  • Dergiler
  • Galeri
  • E-Dergi
  • Yazılar
    • Edebiyat
      • Şiir
      • Roman
      • Öykü
      • Deneme
      • İnceleme
      • Anlatı
      • Araştırma
    • Kitaplar
      • Kitap İncelemeleri
      • Yeni Çıkanlar
    • Tiyatro
    • Sinema
  • Yazarlar
  • İletişim
  • Üye Ol
No Result
View All Result
Kibele Kültür & Sanat Dergisi | Hayatı Doğuran Sanat  |  Hatice DÖKMEN
No Result
View All Result
Home Genel

Baba Yarısı / Hatice Nihal Çam

Hatice Nihal Çam by Hatice Nihal Çam
27 Ekim 2024
in Genel
0
0
SHARES
12
VIEWS
Share on FacebookShare on Twitter

Baba Yarısı

İnsanın içinde Kabil’den beri semirir durur hasetlik denen canavar..

Ve onun pençesinde solar nice canlar.…

Suya baktı çocuk. Simsiyah, serin ve derin suya. Kollarını kuyunun kemerine bastırarak eğildi merakla. Suyun nefesi yüzüne çarpar gibi oldu ama serinletmedi çocuğu. Aksine ürpertti nedenini bilmediği bir bilgiyle. Kafasını yüzsüz bir gölge gibi gördü suda. Biraz daha eğildi seçmek istedi sanki kendini. Ama korktu. Bu kara dipdiz, durgun  sudan   Geri çekildi. Elindeki küçük taşı fırlattı. Nefesini tutarak izledi çocuk, taşın sudaki yuvarlaklarını. Bir de beton duvarlara vura vura halkalar çizerek yukarı çıkan “cup” sesini duydu. Ses derinden gelse de nasıl çoğalmıştı kulağına gelene kadar. Buna akıl sır erdiremedi çocuk.

Avucundaki şeftaliyi ısırmaya başladı dirseğinden sular akarken. Şeftali olgun ve lezzetliydi. Belliydi çocuğun yiyişinden.

Az önce Mehmet, ağaca tırmanıp koparmıştı en uçtaki en kırmızı ve en olgun meyveyi. Ağaçtan bir kertenkele gibi kayarak inmiş, artezyenin dibinde almıştı soluğu.

Bilek gibi akan soğuk, berrak suya kaptırmamak için sıkı sıkı tuttu meyveyi. Sonra da artık kullanılmayan üstü açık kuyu çekti dikkatini.

Kuyunun başında kaya gibi bir taş buldu kendine oturmak için. Kocaman şeftaliden bir ısırık daha aldı ağzının kenarlarından sular akarken. Yanında bir baş belirdi kuyuya bakarken.

-Napıyorsun burda Mehmet?

-Hiçç kuyuya bakıyom.

-Merak mı ettin len?

-Hııı

-Görcen mi aşaaayı?

-Bilmem.

-Sen atla ben kovayı salar, geri çekerim seni.

Mehmet, başını çevirip yengesinin yüzüne baktı. Gözlerinde bir şeyler aradı ne aradığını bilmeden. Hiçbir ifade bulamadı bakışlarında. Şüphe edilecek kadar boştu kadının bakışları oysa. Mehmet bir kadına baktı bir de suya.

Bir çift göz daha eklendi kadının yanına. Mehmet, sevindi sanki gördüğüne. Yengesinin kızı, Sevim ablası.

-Korktun mu Mehmet? Sen erkeksin, erkekler korkar mı hiç?

-Korkmam, dedi Mehmet. Ben korkak değilim!

Sevim’in yanında Selma ile Sevgi de belirdiler hemen.

Mehmet, birden yalnız hissetti kendini. Onların evine gittiğinde de böyle hissederdi bazen. Önce güzel güzel oynarlardı. Sonra bir an gelir, kendisine istedikleri her şeyi yaptırmaya çalışırlardı. Yapmazsa küser, oynamamakla tehdit ederlerdi. Mehmet, yapardı o zaman istediklerini. Oyunda hep onların sözü geçerdi tabi. Büyüktü üçü de Mehmet’ ten. Hem erkek kardeşleri sayılırdı onların yoktu ne de olsa. Annesi demez miydi? Amcanın oğlu yok o yüzden çok sever seni..

Mehmet, napsın? Annesi bir tek oraya gitmeye izin veriyor kolayca. Mahalle arkadaşı Salih’i daha çok sever oysa. Ama onlara her zaman gidemez. Onlar yabancı… Ama amcasının evi öyle mi? Baba yarısı ne de olsa.

Mehmet, oturduğu taşın üstünde bakarken oyun arkadaşlarının yüzüne;

-Atlasana, dedi tekrar Sevim ablası. Hadi görelim cesaretini!

Selma ile Sevgi de güldüler kıkır kıkır.

Mehmet, ayağa kalktı. Avucundaki şeftaliyi sıktı. Sular akıyordu elinden. Bir adım attı. Bir adım daha… Sonraki adımı boşluğa…

Atmadı o son adımı Mehmet. Koşarak uzaklaştı ağaçların arasından. Annesini buldu domates fidelerinin yanında. Kalbinin sesini duymasa da annesi, kızardığını, nefes nefese kaldığını gördü. Kucakladı oğlunu.

-Noldu Mehmet? İt mi kovaladı oğlum?

Mehmet, boyundan büyük nefes alıyordu hala hızlı hızlı.

Annesi, dut ağacınını altına oturttu oğlunu. Mehmet, anlattı olan biteni anladığı kadar. Anası anlattığından fazlasını anladı elbet. Genç kadının elleri titredi, bedeni buz kesti haziran sıcağında.

Ve başladı oğluna anlatmaya. Kardeşleri tarafından kuyuya atılan Yusuf’un hikayesini.

Anladı Mehmet, on kardeşin kalbine sığmayan küçük Yusuf’u.Yirmi eli birden boynunda hissetti. Lekesiz hisleri, çamurlu bir suda kayboldu.

Ve küçük hayatının ilk büyük dersini aldı. “Güvenmeyeceksin”En çok da sever görünenlere.

 

 

Yazıyı nasıl buldunuz?

Oy için yıldıza tıkla!

Ortalama Oy / 5. Oy Sayısı

Oyu yok

We are sorry that this post was not useful for you!

Let us improve this post!

Tell us how we can improve this post?

Paylaşarak destek olabilirsiniz!
Previous Post

Ölüm ve Fani / Melih Özkilimci

Next Post

Çingene Güzeli Cemre / Hacer Taner Bulut

Hatice Nihal Çam

Hatice Nihal Çam

Next Post

Çingene Güzeli Cemre / Hacer Taner Bulut

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

No Result
View All Result

Hakkımızda

Kibele Kültür Sanat Logo

Kibele Kültür Sanat

Merhaba sevgili okur.

Mitolojide Tanrıların anası olarak bilinen Tanrıça Kibele’nin anaç, üretken, hayatın devamını sağlayan özelliklerinin uğruna inandık. Ve onun adını kullanıp Kibele Sanat olarak edebiyatta biz de varız dedik. Edindiğimiz misyonla amacımız; bizden önceki kalem ustalarımızın bayrağını, gelecek kuşaklara ulaştırmak. Çünkü edebiyat dünya tarihini içinde barındıran devasa bir ansiklopedidir… Devamını Oku

Arşivler

  • Mayıs 2025
  • Nisan 2025
  • Mart 2025
  • Şubat 2025
  • Ocak 2025
  • Aralık 2024
  • Kasım 2024
  • Ekim 2024
  • Eylül 2024
  • Ağustos 2024
  • Temmuz 2024
  • Haziran 2024
  • Mayıs 2024
  • Nisan 2024
  • Mart 2024
  • Şubat 2024
  • Ocak 2024
  • Aralık 2023
  • Kasım 2023
  • Ekim 2023
  • Eylül 2023
  • Ağustos 2023
  • Temmuz 2023

Kibele Kültür Sanat Logo

Kategoriler

  • Anlatı
  • Araştırma
  • Deneme
  • Genel
  • Hakkımızda
  • İnceleme
  • Kitap İncelemeleri
  • Masal
  • Öykü
  • Roman
  • Şiir
  • Sinema
  • Sizden Gelenler
  • Söyleşi
  • Tiyatro
  • Yeni Çıkanlar

Son Yazılar

  • Ranga Guru’nun Fırçasından Hayatın Renklerine Düşen İzler
  • Yeni Yazarımız
  • İŞİN ASLI
  • Gelme Ey Ecel
  • Unutma bizi

Copyright © 2024 Kibele Kültür Sanat. Tüm Hakları Saklıdır.

No Result
View All Result
  • Hakkımızda
  • Kadromuz
  • Dergiler
  • Galeri
  • E-Dergi
  • Yazılar
    • Edebiyat
      • Şiir
      • Roman
      • Öykü
      • Deneme
      • İnceleme
      • Anlatı
      • Araştırma
    • Kitaplar
      • Kitap İncelemeleri
      • Yeni Çıkanlar
    • Tiyatro
    • Sinema
  • Yazarlar
  • İletişim
  • Üye Ol

Copyright © 2024 Kibele Kültür Sanat. Tüm Hakları Saklıdır.