• Destek
  • Üye Ol
  • Yazar Girişi
  • Abone Ol
0 553 423 00 17 kibelekulturs@gmail.com
Kibele Kültür Sanat Dergisi | Hayatı Doğuran Sanat  |  Hatice DÖKMEN
  • Hakkımızda
  • Künye
  • Dergiler
  • Galeri
  • E-Dergi
  • Yazılar
    • Edebiyat
      • Şiir
      • Roman
      • Öykü
      • Deneme
      • İnceleme
      • Anlatı
      • Araştırma
    • Kitaplar
      • Kitap İncelemeleri
      • Yeni Çıkanlar
    • Tiyatro
    • Sinema
  • Yazarlar
  • İletişim
  • Üye Ol
No Result
View All Result
  • Hakkımızda
  • Künye
  • Dergiler
  • Galeri
  • E-Dergi
  • Yazılar
    • Edebiyat
      • Şiir
      • Roman
      • Öykü
      • Deneme
      • İnceleme
      • Anlatı
      • Araştırma
    • Kitaplar
      • Kitap İncelemeleri
      • Yeni Çıkanlar
    • Tiyatro
    • Sinema
  • Yazarlar
  • İletişim
  • Üye Ol
No Result
View All Result
Kibele Kültür Sanat Dergisi | Hayatı Doğuran Sanat  |  Hatice DÖKMEN
No Result
View All Result
Home Deneme

Aşkın Rıhtımında

mehmetaluc by mehmetaluc
18 Eylül 2025
in Deneme
0
0
SHARES
1
VIEWS
Share on FacebookShare on Twitter

 

Aşkın Rıhtımında
Her şey bir anda başladı. Sessiz bir gecede, kalbin kıyısında demirlemiş duygular, bir fırtınanın habercisi gibi kıpırdanmaya başladı. Aşk rıhtımında yolculuğa hazırlanan kalp, belki de ilk kez bu kadar cesur, bu kadar hazırdı. Ama dümen, farkında olmadan yanlış yöne çevrildi. Belki de doğru yön hiç olmamıştı. Yolculuk başladı. Haritasız, pusulasız, sadece hislerle dolu bir yolculuğa… Kalp, her dalgada biraz daha uzaklaştı kendinden. Her umut, bir kıyı gibi görünüp kayboldu ufukta. Varacağı yer yoktu aslında. Çünkü bu bir varış değil, bir kayboluştu. Aşk bazen bir liman değil, bir açık denizdir. Ve o denizde yönünü kaybeden her kalp, kendini bulmak için önce kaybolmalıdır. Belki de mesele, doğru yöne gitmek değil; gitmekti. Çünkü bazı yolculuklar, varıştan çok yolda olmayı öğretir. Kalp, yanlış yöne gitmişti ama belki de en doğru hisleri orada bulacaktı.
Kalp, her yeni günle birlikte biraz daha uzaklaştı bildiği kıyılardan. Aşkın rıhtımında başlayan o masum heyecan, şimdi yerini belirsizliğe bırakmıştı. Rüzgârın yönü değiştikçe umutlar da savruluyordu. Belki de bu yolculukta en büyük tehlike, fırtına değil; sessizlikti. Çünkü sessizlik, kalbin içinde yankılanan sorularla doluydu: “Nereye gidiyorum?”, “Neden başladım?”, “Kim bekliyor beni?” Ama cevaplar yoktu. Sadece dalgalar vardı. Ve dalgaların arasında, kendini arayan bir kalp çırpınıyordu. Her çırpınışta, bir hatırayı su yüzüne çıkarıyor; her sükûnet, bir eksikliği hatırlatıyordu. Aşk, bazen bir liman değil, bir labirenttir. Ve bu labirentte yönünü kaybedenler, en çok kendileriyle karşılaşır. Yolculuk devam etti. Kalp, artık varmak için değil, anlamak için gidiyordu. Çünkü bazı yolculuklar, bir sonuca değil, bir dönüşüme götürür. Ve belki de en doğru yön, en çok kaybolduğumuz yerdedir.
Kalp, bir aşk rıhtımından ayrıldığında neyi geride bıraktığını bilmez. Belki bir ihtimali, belki bir hayali, belki de hiç yaşanmamış bir geleceği. Ama bildiği tek şey vardır: gitmek zorundadır. Çünkü bazı duygular, limanda bekleyerek değil, dalgaların içinde savrularak anlaşılır. İlk başta her şey heyecan vericidir. Ufukta beliren belirsizlik bile bir umut gibi görünür. Kalp, kendini bu bilinmeze bırakırken, içinde taşıdığı yüklerin farkında değildir. Geçmişin izleri, söylenmemiş sözler, yarım kalmış vedalar… Hepsi birer gölge gibi peşinden gelir. Ve zamanla, bu gölgeler büyür. Kalbin yönünü şaşırtan da işte bu gölgelerdir. Dümen yanlış yöne çevrilmiştir belki, ama bu yanlışlıkta bile bir doğruluk vardır. Çünkü insan bazen en çok kaybolduğunda kendini bulur. Kalp, her dalgada biraz daha çözülür, biraz daha açılır. Kendi içindeki fırtınaları tanır. Sessizliğin içinde yankılanan sorularla yüzleşir. “Ben kimim?”, “Ne istiyorum?”, “Neden bu kadar kırıldım?”
Bu sorular, kalbin en derin sularında yankılanır. Ve cevaplar, dışarıda değil, içeridedir. Kalp, yol aldıkça kendine yaklaşır. Her çarpışma, bir parçayı yerinden oynatır. Her sükûnet, bir gerçeği su yüzüne çıkarır. Aşkın rıhtımından ayrılan kalp, artık bir yolcu değil, bir arayıcıdır. Varacağı yer yoktur aslında. Çünkü bu yolculuk bir varış değil, bir dönüşümdür. Kalp, başladığı yere dönmez belki ama başladığı haline de dönmez. Artık başka bir şeydir. Daha kırılgan ama daha güçlü… Daha yalnız ama her şeyin farkında… Daha sessiz ama daha derin. Ve belki de en büyük keşif, varılacak bir yer olmadığını anlamaktır. Çünkü bazı yolculuklar, sadece gitmek içindir. Kalbin haritasız seferi, işte böyle bir yolculuktur. Ne limanlar vaat eder ne de kıyılar. Ama sonunda, kalbin kendini bulduğu bir iç deniz bırakır geride.
Oysa Aşk, her şeydi. Bir bakışta başlıyordu o zaman, bir dokunuşta dönüyordu sanki dünya. Kalp, başka hiçbir şeyin anlamını aramıyordu. Çünkü Aşk, anlamın ta kendisiydi. Gözlerin içine bakmak, bir ömrü okumak gibiydi. Sessizlik bile konuşuyordu; kelimeler gereksizdi. Aşk, bir dil değil, bir yaşamın ta kendisi. Ama işte tam da bu yüzden, yönünü kaybeden kalp en çok Aşka doğru savruluyordu. Çünkü her şey aşka koşuyordu. Bir gülüşün eksikliğinde, bir cümledeki boşlukta, bir vedanın sessizliğinde… Hepsi birer çöküştü sayılsa da öyle değildi. Kalp, bir zamanlar sığındığı limanı artık aramıyordu, bulmuştu zaten. Rıhtım aynıydı belki, ama gemi batmıştı. Aşk, bir zamanlar umutken, şimdi bir yük olmuştu. Her şeyin başladığı yer, şimdi her şeyin yeniden inşa edileceği yer. Ama yine de kalp, o rıhtıma dönmek istiyordu. Çünkü insan, en çok kaybettiği şeyi arar. Ve Aşk, kaybedildiğinde bile vazgeçilemeyendi. Belki de Aşk, bir varış değil, bir arayıştı. Her şeyin içinde saklı olan ama hiçbir şeyde tam olarak bulunamayan bir his… Kalp, bu hissin peşinden gitmeye devam ederdi. Yanlış yönlere, bilinmez kıyılara, gitmezdi… Çünkü Aşk, her şeydi. Her şey aşktı, vesselam.
Mehmet Aluç

Yazıyı nasıl buldunuz?

Oy için yıldıza tıkla!

Ortalama Oy / 5. Oy Sayısı

Oyu yok

We are sorry that this post was not useful for you!

Let us improve this post!

Tell us how we can improve this post?

Paylaşarak destek olabilirsiniz!
Tags: aşkbakışcevaplarrıhtımSorularYolyön
Previous Post

Next Post

mehmetaluc

mehmetaluc

Hayat, her anı bir hikâye olan uzun bir yolculuk… Ben Mehmet Aluç, 1962 Malatya doğumlu, Ankara’da ikamet eden bir edebiyat tutkunu olarak, kelimelerle bu yolculuğu kayda geçirmekten büyük bir keyif alıyorum. Kalemim, geçmişin tatlı anılarıyla beslenirken, geleceğe umutla bakan satırları da şekillendiriyor. Malatya’nın sıcak sokaklarında çocukluk günlerimi yaşarken, Ankara’da edindiğim tecrübeler iç dünyamı daha da genişletti. Zamanla, kelimelerin sadece bir anlatım aracı değil, aynı zamanda ruhun derinliklerine açılan kapılar olduğunu fark ettim. Şiirlerimde, insanın içsel yolculuğunu ele alıyor; öykülerimde hayatın sıradan ama anlam dolu anlarını yakalamaya çalışıyorum. Denemelerimde, hayata dair sorgulamalar yaparak okuyucuların zihninde yeni ufuklar açmayı hedefliyorum. Edebiyat benim için yalnızca bir ifade biçimi değil, aynı zamanda kendimi, dünyayı ve insanı anlama çabası. Ve bu yolculuk devam ediyor… Her kelime yeni bir pencere açıyor, her satır geçmişle geleceği buluşturan bir köprü oluyor.

Next Post

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

No Result
View All Result

Hakkımızda

Kibele Kültür Sanat Logo

Kibele Kültür Sanat

Merhaba sevgili okur.

Mitolojide Tanrıların anası olarak bilinen Tanrıça Kibele’nin anaç, üretken, hayatın devamını sağlayan özelliklerinin uğruna inandık. Ve onun adını kullanıp Kibele Sanat olarak edebiyatta biz de varız dedik. Edindiğimiz misyonla amacımız; bizden önceki kalem ustalarımızın bayrağını, gelecek kuşaklara ulaştırmak. Çünkü edebiyat dünya tarihini içinde barındıran devasa bir ansiklopedidir… Devamını Oku

Arşivler

  • Eylül 2025
  • Ağustos 2025
  • Temmuz 2025
  • Haziran 2025
  • Mayıs 2025
  • Nisan 2025
  • Mart 2025
  • Şubat 2025
  • Ocak 2025
  • Aralık 2024
  • Kasım 2024
  • Ekim 2024
  • Eylül 2024
  • Ağustos 2024
  • Temmuz 2024
  • Haziran 2024
  • Mayıs 2024
  • Nisan 2024
  • Mart 2024
  • Şubat 2024
  • Aralık 2023
  • Eylül 2023
  • Ağustos 2023
  • Temmuz 2023

Kibele Kültür Sanat Logo

Kategoriler

  • Anlatı
  • Araştırma
  • Deneme
  • Genel
  • Hakkımızda
  • İnceleme
  • Kitap İncelemeleri
  • Masal
  • Öykü
  • Roman
  • Röportaj
  • Şiir
  • Sinema
  • Sizden Gelenler
  • Söyleşi
  • Tiyatro
  • Yeni Çıkanlar

Son Yazılar

  • (başlıksız)
  • (başlıksız)
  • (başlıksız)
  • Fener
  • Bir Garip Yaşantı: İrem Günerkan

Copyright 2023 - 2025 Haziran K İ B E L E Kültür Sanat Dergisi Limited Şirketi All Right Reserved. Developer by Fedora Bilişim Teknolojileri İnternet Danışmanlık Hizmetleri Basım Yayın Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi. Bu sitede yayınlanan ses, görüntü, yazı içeren bilgi ve belge, hiçbir şekilde kullanılamaz, izinsiz kopyalanamaz. Tüm hakları K İ B E L E Kültür Sanat Dergisi Limited Şirketi'ne aittir.

KİBELE Abone
No Result
View All Result
  • Hakkımızda
  • Künye
  • Dergiler
  • Galeri
  • E-Dergi
  • Yazılar
    • Edebiyat
      • Şiir
      • Roman
      • Öykü
      • Deneme
      • İnceleme
      • Anlatı
      • Araştırma
    • Kitaplar
      • Kitap İncelemeleri
      • Yeni Çıkanlar
    • Tiyatro
    • Sinema
  • Yazarlar
  • İletişim
  • Üye Ol

Copyright 2023 - 2025 Haziran K İ B E L E Kültür Sanat Dergisi Limited Şirketi All Right Reserved. Developer by Fedora Bilişim Teknolojileri İnternet Danışmanlık Hizmetleri Basım Yayın Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi. Bu sitede yayınlanan ses, görüntü, yazı içeren bilgi ve belge, hiçbir şekilde kullanılamaz, izinsiz kopyalanamaz. Tüm hakları K İ B E L E Kültür Sanat Dergisi Limited Şirketi'ne aittir.