Çiçeklerin de soldu, senin gibi hep konuştum oysa sularken. ‘Sevmediler yerini’ derdin yanımda olsaydın. Belki de beni sevmediler anne… Ayrılık da çekilmiyor bu mevsimde. Erkenden kararıyor hava. İçime hüzün bırakıyor gün batarken. Seni düşünüyorum son günlerde uzun uzun. Birbirimize sığındığımız geceleri. Bazen hiçbir şey olmamış gibi yüzüme bakıp gülümsemeni. Oysa bilirdim canın yanardı, benim gibi… İkimizin de yüreği yangın yeri!
Gizli gizli ağlardın bazen, ben yanına gelince hemen söylenirdin öylesine, konuşurdun durmadan, sırf soru sormayayım diye. Nemli gözlerine bakardım ‘sulanıyor ışıktan’ derdin de ‘niye böyle kıpkırmızı’ diyemezdim işte. Aynı şeyleri düşünürdük bazen, bakışlarında görürdüm özlemini, konuşsak dağılacak o kasvet belki ama sesim titrer de bir an sel akar gözlerimden diye susardım. Susardık birlikte. Ne çok sustuk be anne!
Gidenlerin fotoğraflarının önünde dururdun öylece. Kimisi toprak olmuş, kimisi uzak durmuş! Acı acı derin bir nefes alırdın sonra, ‘ölüm var, ölüm’ derdin yorgun kalbinden. Küsüp gitmiş, üstüne bir de kırıp dökmüş, parça parça bırakmış giderken… Söylenmemiş onca söz içimizde yara gibi büyürken ‘ölüm var’ derdin ‘ölüm’ yorgun sesinle…