Düş-ünce Yolu / Canan Tümen

Toprak yol boyunca ilerliyorum. Dün yine gelmiştim bu saatlerde. Etrafta ağaç kokusu var, daha doğrusu odun. Yeni kesilmişler belli ki. Çok bakındım ama göremedim nedense. Belki de bana öyle geldi. Burnumda o kesif kokuyu hissederek yürüyorum. Yürümek ruhumu huzurla dolduruyor.

Buraya geleli günler oldu. Ya da haftalar mı? Zamanı unuttum. Hiçbir şeyden haberim yok. Gün sadece iki bölümden ibaret benim için: Gündüz ve gece. Bazen birbirine karıştıkları da oluyor, aldırmıyorum; hatta kendime bile. Dünyadan bihaber insanlar gibiyim. Gibisi fazla, ta kendisiyim. Takvimim yok, saatim yok. Parayla pulla da işim pek olmuyor. Lazım olursa kasabaya gidip ihtiyacım kadar çekiyorum. Hoş, o da sadece bir kez oldu. Toprak kokulu minik evim, çiçekli bahçem, birkaç meyve ağacım ve ben gül gibi geçinip gidiyoruz. Sıkılana kadar kalırım dedim, baktım hiç sıkılmıyorum burada.

Yaz bitiyor. Geceler serinlemeye başladı bile. Odunum bol, çayım da var. Her şey tamam. Ekmeğimi köyden alıyorum, günlerce bitmiyor. Yürüyorum, koşuyorum, çimlere uzanıyorum. Gözlerimi kapatıp kendimi sessize alıyorum bazen. Fakat uzun düşüncelerimin içinden çıkamadığım zamanlar da oluyor. Bir şeyin eksikliğini duyuyorum ama ne olduğunu bulamıyorum bir türlü. Kalbime de soruyorum, yanıt alamıyorum. Bir sevgili? Birkaç arkadaş? Bir dost? Bir köpek? Hiçbiri değil.

İçime doğru bir kuyu kazıyorum sanki. Kazdıkça devam ediyor yolculuğum. Ve ben yol aldıkça kazıyorum. Sonsuz bir döngü bu. Düşündükçe düşüyorum…

Neyi çok düşünürse bir süre sonra onun suretine bürünürmüş insan. Bense özlemini çektiğim o şeye dönüştüm. Ne olduğunu bile bilmiyorum.

Toprak yolun sonuna geldim yine. Birazdan tüm yolu geri yürüyeceğim. Dün yaptıklarımı yapacağım. Düşünüyorum da kurallarımı kendim koyduğum bu hayatımda bile aynı şeyleri tekrarlayıp duruyorum. Saatim yok ama var, takvimim de. Bakmasam da, hesabını tutmasam da varlıkları içime işlemiş. Mevsimleri takip ediyorum; güneşin açısını, bulutları, rüzgârın yönünü, havanın nemini…

Eksikliğini hissettiğim şey belki de düşünmemektir. Hiçbir şey düşünmeden nasıl yaşar ki insan. Yaptıklarımın tam tersini yapabilir miyim? Gündüz uyuyup gece dolaşabilir miyim? Mevsimlere aykırı giyinebilir miyim? Peki ya açlık? Hiçbir şey yemeden günlerce dayanabilir miyim?

Kaç düşünce eder özgürlük? Ya da özgürlük müdür sürekli düşünmek?

Loading

Yazıyı nasıl buldunuz?

Oy için yıldıza tıkla!

Ortalama Oy / 5. Oy Sayısı

Oyu yok

We are sorry that this post was not useful for you!

Let us improve this post!

Tell us how we can improve this post?

Paylaşarak destek olabilirsiniz!
1982 yılı Kütahya-Emet doğumlu. Evli ve iki çocuk annesi. Yirmi yılı aşkın öğretmenlik yapıyor. Aydın, İzmir, Erzincan, Balıkesir ve Eskişehir illerinde matematik öğretmenliği yaptı. Halen Eskişehir'de yaşamaktadır. Çocukluğundan beri yazmayı çok seviyor. Çeşitli edebiyat yarışmalarında jüri üyeliği yapmış, antolojilerde öyküleri yayınlanmıştır. Öykü ve şiir yarışmalarında ödülleri vardır. Çeşitli edebiyat dergilerinde şiir ve öyküler yazıyor. 2018 yılında yayınlanan "Bir Şiir Bir Öykü" isimli bir kitabı vardır. 2024 temmuzunda yayınlanan çiçeği burnunda öykü kitabı "Duvara Asılan Gülümseme" ile çalışmalarına devam etmektedir. Edebiyatın dışında müzikle ve sanatın çeşitli dallarıyla amatör olarak ilgilenmeyi seviyor. TEMA'ya üyedir.
Yazı oluşturuldu 25

Bir yanıt yazın

Benzer yazılar

Aramak istediğinizi üstte yazmaya başlayın ve aramak için enter tuşuna basın. İptal için ESC tuşuna basın.

Üste dön